28 Ocak 2010 Perşembe

İnciler....

Zor birkaç haftaydı … Naz hastalıkta resmen huy değiştirdi… Babası geldi, iğneler vuruldu, Allah eksikliğini vermesin ayın 14’ünde babası geldiği andan başlayarak dostlarımız bizdeydi, yatılı yatısız…
Filom geldi İngiltere’den, Antalya’da arkadaşlarımız geldi.. Jora yeni kankisi oldu Naz’ın… Nina ve Ozi ile aile dostları olduk kısa sürede, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeden…

Eeee bebeğimi de anlamak lazım… Az önce uyuturken masalın ortasında “ Anneeee, babamı istiyoyum” dedi… Sorduğumuzda “babam havalimanında, uçak bekliyor” diye yanıt veriyor… Babasıyla PAzt son konuşması bu çünkü…
Ama biz de zor bir 2 hafta geçirdik bakıcısı ve ebeveyn olarak, büyük sınavdı…
Bu hafta itibariyle normale döndük… Neşesi yerinde, tabi bizim huzurumuz da…

Bizim ki yine inciler döktürüyor, keşke her anını kaydedebilsek;

Hava durumu tespiti; “Soğuk değil, buz gibi”

Kahvaltıda omletini yerken bize çıkışması; “küçük kes , küçüüüük, yiyemiyom”

Emir cümlelerine, anlamıyoruz seni bir daha söyle dediğimizde bilmiş bilmiş; “Anne, süt veriğ misin…. LÜFTEN”

İşten telefon açtığımda“anne sen neredesin, çatalımı alamadım, gelip yardım eder misin?”

Baş edemeyip “babası bir şey söyler misin? “ diye yakardığımda; “baba bana bir şey de”

Her sabah aynı soru mesela; “ anneee bugün beni nereye götürüyorsun?”

“İstemiyorum…” en favori nazımız….

“bugün neler yaptın?” sorusuna cevap; “Bugün seni aradım , aradım,yoktun? “ ya da “ bugün elektrik süpürgesi açtım, çöpü çıkardım”

Yine telefonda “çalışıyorum aşkım” a cevap; “ çalışmaya gitmedin, işe gittin”

Say say bitmez….

Bu arada geçen haftasonu ilk sinema deneyimimizi yaşadık. Tek kelimeyle bayıldı…. Biz de bayıldık, bundan sonra animasyonları takipteyiz ailecek…

Bu arada az önce oyun grubumuz gitti. Rüzgar ve Mert’le kudurdular, yine ayrılmak istemediler… İyi ki bulduk grubumuzu, çok şanslıyız… Eminim yıllar sonra kızım”bebeklik arkadaşlarım” diye anlatabilecek arkadaşlarını… Ben de dostlarım demeye devam edeceğim…