Ara verdikçe birikiyor söylenecekler not düşülecekler, biriktikçe yazmak zorlaşıyor, zorlaştıkça erteleniyor. Aslında bu kural yazı için geçerli değil sadece galiba … Ben de bir erteleme halleri oldu işte…
Aşkısı geldi, kızım mutlu. Anne-anneanne- teyze cümbür cemaat kudurdu son 2 haftada iyice. Bıdır bıdır. Sürekli sandalye koltuk tepesinde. Çok sevgili bebekleri en sevdiği oyuncağı , varsa yoksa bebeklerini yediriyor, içiriyor, seviyor, uyutuyor hatta altını değiştiriyor J Eğer ben izinsiz odasına dalıp, canım cicim kızım yaparsam , da bana “şşş “yapıp parmağını dudaklarına götürüyor. Hatta dün sabah bu sahne yaşandığında üstüne bir de “ bay bay “ diyip beni başından savdı.
Artık sabahları ben evden çıkarken, lütfen oyunun bölüp yanıma geliyor. “Öpücük yok mu” diye sorunca dudaklarını uzatıyor. Büyüdü, eskiden ağzını açar yapıştırırdı yanaklarıma …
Her hali şaşırtıyor beni… Bazen büyük adam olgunluğunda, ama çoğunlukla her zamanki zıpırdak, bir an yerinde duramıyor…
Kovalamaca oynamaya çalışıyor sürekli bizimle,süreki “ceee “ yapıp kıyıdan köşeden arkasından koşmamızı bekliyor. Bazen hızını alamayıp olduğu yerde tıpırdıyor. Koşarken “ aaaa” diye çığlıklar duyuluyor. Bu mutlu hallerini seviyorum, özgür yerinde duramayan, törpülenmemen için, kendin gibi kalması için elimizden geleni yapmak en önemli ebeveynlik ödevim benim.
Kendisi yemek yemeye çalışıyor mütemadiyen, pek hevesli… Sabahları ünlü bulamaca devam , yediremiyorum peyniri, zeytini tek tek. Seviyor o bulamacı, ben de bakıyorum tadına sevilmeyecek gibi değil.
4 aydır dr’a götürmedim. 18.ay sonundaki aşısını da yaptırmadık hala… Aşı konusunda bir an önce gitmemiz lazım ama, dr’a her şeyi normal olduğu için götürmedim, pişman da değilim. Sağlıklı, yeme içme normal, dişler sancısız çıktı ufak mızmızlıklarla, niye gidelim ki? Hele hele International ‘ın son dönemdeki devlet hastanesinden beter bekleme sıralı bölümüne girmeye hiç niyetim yok, dr’umuzu sevmeme rağmen. Allah düşürmesin, ne diyeyim…
Tek sorunumuz alt 4 ön dişteki lekeler, biberon çürüğü diyorlar. 18 ay dolu dolu emen , biberonda sadece şekersiz süt için ve sadece günde 2 biberon ve üstüne dişi fırçalanan, tatlıdan zerre hazzetmeyen Naz’da bu nasıl oldu bilmiyorum. Demir’i de bırakalı 4-5 ay oldu, sadece pekmez içiyor…. Ama oldu işte lekeler ne yapalım…
Bu arada kızım emmeyi bıraktı. Seyrelmişti zaten, sıkılıyordu emerken… Hiç şaşaırmadım Naz kadar özgür bir bebeğin bırakmasına emmeyi. Ben de kendisi bırakmışken ısrar etmedim. Sütüm hala var, ama kesmek için bir şey kullanmıyorum, şimdilik bir rahatsızlığım yok …
Daha birikenler çok ama yavaş yavaş yazacağım, sindire sindire. Ama öncelik elbette Naz’ındı…
Aşkısı geldi, kızım mutlu. Anne-anneanne- teyze cümbür cemaat kudurdu son 2 haftada iyice. Bıdır bıdır. Sürekli sandalye koltuk tepesinde. Çok sevgili bebekleri en sevdiği oyuncağı , varsa yoksa bebeklerini yediriyor, içiriyor, seviyor, uyutuyor hatta altını değiştiriyor J Eğer ben izinsiz odasına dalıp, canım cicim kızım yaparsam , da bana “şşş “yapıp parmağını dudaklarına götürüyor. Hatta dün sabah bu sahne yaşandığında üstüne bir de “ bay bay “ diyip beni başından savdı.
Artık sabahları ben evden çıkarken, lütfen oyunun bölüp yanıma geliyor. “Öpücük yok mu” diye sorunca dudaklarını uzatıyor. Büyüdü, eskiden ağzını açar yapıştırırdı yanaklarıma …
Her hali şaşırtıyor beni… Bazen büyük adam olgunluğunda, ama çoğunlukla her zamanki zıpırdak, bir an yerinde duramıyor…
Kovalamaca oynamaya çalışıyor sürekli bizimle,süreki “ceee “ yapıp kıyıdan köşeden arkasından koşmamızı bekliyor. Bazen hızını alamayıp olduğu yerde tıpırdıyor. Koşarken “ aaaa” diye çığlıklar duyuluyor. Bu mutlu hallerini seviyorum, özgür yerinde duramayan, törpülenmemen için, kendin gibi kalması için elimizden geleni yapmak en önemli ebeveynlik ödevim benim.
Kendisi yemek yemeye çalışıyor mütemadiyen, pek hevesli… Sabahları ünlü bulamaca devam , yediremiyorum peyniri, zeytini tek tek. Seviyor o bulamacı, ben de bakıyorum tadına sevilmeyecek gibi değil.
4 aydır dr’a götürmedim. 18.ay sonundaki aşısını da yaptırmadık hala… Aşı konusunda bir an önce gitmemiz lazım ama, dr’a her şeyi normal olduğu için götürmedim, pişman da değilim. Sağlıklı, yeme içme normal, dişler sancısız çıktı ufak mızmızlıklarla, niye gidelim ki? Hele hele International ‘ın son dönemdeki devlet hastanesinden beter bekleme sıralı bölümüne girmeye hiç niyetim yok, dr’umuzu sevmeme rağmen. Allah düşürmesin, ne diyeyim…
Tek sorunumuz alt 4 ön dişteki lekeler, biberon çürüğü diyorlar. 18 ay dolu dolu emen , biberonda sadece şekersiz süt için ve sadece günde 2 biberon ve üstüne dişi fırçalanan, tatlıdan zerre hazzetmeyen Naz’da bu nasıl oldu bilmiyorum. Demir’i de bırakalı 4-5 ay oldu, sadece pekmez içiyor…. Ama oldu işte lekeler ne yapalım…
Bu arada kızım emmeyi bıraktı. Seyrelmişti zaten, sıkılıyordu emerken… Hiç şaşaırmadım Naz kadar özgür bir bebeğin bırakmasına emmeyi. Ben de kendisi bırakmışken ısrar etmedim. Sütüm hala var, ama kesmek için bir şey kullanmıyorum, şimdilik bir rahatsızlığım yok …
Daha birikenler çok ama yavaş yavaş yazacağım, sindire sindire. Ama öncelik elbette Naz’ındı…