14 Ağustos 2009 Cuma
13 Ağustos 2009 Perşembe
Kandy-Nuwara Eliya ve nihayet Negombo...
mükemmel bir botanik bahçesi gezdik Kandy'de... Asya'nın en büyüğü diyorlar, büyüklüğünü bilmem ama büyüleceyiciydi... Günün geri kalanın yüzlerce kuşun bitmeyen senfonisi altında ağaçların altında uyuyarak geçirdik...
3 saatlik " bir kız gelir yoldan döne döne" şarkısına uygun şekilde döne döne buraların Kaçkar'larına tırmandık... Bulutların arasından tepeler çıkıyor, hava soğuyor soğuyor... Ve biz koloniyel mimaride ,1800'lerden kalma bir İngiliz maliknesine geliyoruz... Isınalım diye sebze çorbası ikram ediyorlar kahve fincanlarında...
Yer gök çay burada... 1800lerin sonunda Çin'den çalıp dikmişler Ceylon'a çayı İngilizler, şimdi ise yer gök çay... Bizimkine göre çok sert ama keyifli bir içimi var çaylarının...
Çay tarlalarını ve fabrikasını geziyoruz, çayın tozu genzimizi yakıyor...
Şehre iniyoruz, insanlarla selamlaşıp serseri yürüyoruz sokaklarında... 100 metre ileride bizim kaldığımızdan çok farklı bir hayat. Ama hep gülümsüyorlar, öğrenecek çok şey var diyoruz.
Otel ful ertesi gün, uçağı PAzt'ye erteletmeyi başardık ama sadece 1 gece kalabildik burada...
Şu an neredeyiz diye sorarsanız, 5 saatlik bir yoldan sonra okyanusa geldik, 5 gün 3 otel 4 şehirden sonra tatil yapacağız.. Burada
Az önce okyanus istakozlarını hüplettik , şimdi DVD'mizi izleyeceğiz aşkısı ile....Yarın gidilecek bir yer yok şükür:)
Naz'ın keyfi süper bizimle konuşmuyor bile telefonda zaman ayırıp burnumuzda tütüyor...
İyi geceler....
10 Ağustos 2009 Pazartesi
Sri Lanka- Dambula ve Kandy
Annelik
Burnumda tütüyor, sabah telefonda sesini duyunca " anneci mayo giydi, denize gitti men" deyince gözünden yaşlar akan bir ben...
Sabah akşam denizde, evde 4 hatun kişi emrine amade, ama ben jungle'a karşı belki de ilk ve son defa gelebileceğim bir yerde, kıçımın üstünde rahat rahat oturamıyorum, sanki diken var...
Özleme hüzün katmamalı, öğreniyorum...
Benim lafım değil miydi " bağlı ama bağımsız", Naz başarıyor ben 30 yaşında neden beceremiyorum peki?
9 Ağustos 2009 Pazar
Sri Lanka ilk günler...
Daha önc Bali'de de böyle olmuştu, körü ve baharat kokusu fena yapıyor alışana kadar... Ama bu sefer yapacak birşey yok , 1 hafta aç geçmez deyip yedim vallahi karidesleri...
Sabah önce Sigiraya'ya gittik... Babasını öldüren bir kral 5. YY'da çevresini hendeklerle havuzlarla ve timsahlarla kaplayıp yerden 200 metre yükseğe bir kale yapmış... Tırman babam tırman, 2 saatte çıkıp inebiliyorsun... Ben 30 metre aşağıda 1600 yıllık duvar fresklerini gördüm, ve oraya döner her yeri korozyona uğramış bir merdivende onlarca insanla tüm yükseklik korkuma rağmen titreye titreye çıktıktan sonra "yeteriniyoruz" oldum doğal olarak.... Freskler mükemmeldi, UNESCO boş yere kazıp ortaya çıkarmamış bu bölgedeki herşeyi ve Dünya kültür mirası kabul ediyorlar...
Fil safarisini önceden booking yapmadığımız için sabah yapamadık, dönüşte ise şu an uyuyan zavallı aşkısı fenalaştı... Ağır geçiyor giribi, bakalım... Bana kalırsa biz direk havuza gider yayarız, tatildeyiz yani.. Viki'ye kalsa hiç oturmamalıyız, uykudan uykuya otele gireceğiz... İyi de yorgunuz kardeşim, dinlenmeye geldik...