5 Haziran 2013 Çarşamba

2. kızımız gelirken...

Öyle hafta hafta ,gün gün hamilelik günlüğü tutacak ne insan ne de zaman var benim şartlarımda. Ama aylar geçse de son 6 günde iken gecen son trimesterimi de yazmadan olmazdı.

Subat sonu artık izine ayrılmak istemiş olsam da erkenden , mümkün olmadı. Ama vücudum 30. haftada 11 Mart'ta bir gece önce başlayan kasılmalara ilave olarak işyerinde dur dedi bana. Akşam üstüne doğru artan bir kasılma ile kendimi dr'da buldum. Hızlı bir reçete ve yatarak 1 hafta istirahat tembihiyle eve gönderildim. Naz'a hamileliğimde sükür hiç bir sıkıntı yaşamamış biri olarak endişelenmemek elde olmadı.
1 hafta cidden yattım, 18 Mart da dr kontrolune gidene kadar içim içimi kemirdi. Neyse ki aynı gün hem resmi doğum izinine ayrıldım hem de dr kontrolunden temiz çıktım ama minimum aktiviteye mahkum edilerek 31. hafta itibariyle :)
O gğn bugündür büyük çoğunlukla ev ve çevresinde takılmak suretiyle tembellik yapıyorum. İçten içe beni depresyona zerkeden bu duruma, bence şımarık denilebilecek ama babasına göre " çocuk o çocuk" diye normalleştiren tavrıyla kızımız eşlik edince, herkesle pek bir az görüştüğüm, saçma sapan şeyleri kendime dert ettiğim bir döneme girdim.

Bir yandan hamileliklerimin ikisi birbirinden ne kadar farklı olsa da benzer en önemli nokta bende içten içe , herşeyi son dakikaya bırakmış olmanın verdiği paniğin de etkisiyle artan, derleme, toplama, sağa sola tırmanıp evde ona buna sarma ya da evdeki eksikleri gediklere kafayı takma şeklinde ortaya cıkan gereksiz dışa vurum :( 38. haftanın sonları itibariyle de bu durum fazla değişmedi maalesef. Bu da evde fazla pimpirikli hayat arkadaşımla gerginliklere sebep olmuyor değil.

Diğer bir yandan 2. çocuğu , evde yaz tatiline girecek ve Eylül'de 1.sınıfa başlayacak ilk evladımızla nasıl idare ederim sorusuna yanıt arayıp,  evdeki haftada 3 günlük sadık yardımcımı da gözden çıkaramayınca çıkmaza giren bir konu şer gibi görünen, ilk haftalarda canımı fazlasıyla sıkan bir şekilde sonlandı. Maalesef yardımcımız rahatsızlandı ve ara vermek zorunda olduğunu deklare etti. Bu deklarasyon büyük kızın mobilyaların geleceği güne denk gelip, evin üst katından ne yatacak ne hareket alanı kalmamış anlara denk düşünce varın siz düşünün 35 haftalık hamile kadının hallerini ve psikolojisini. Neyse ailecek tek vücut olarak bunu da atlattık ve yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.
Ev yerleşti, doğum valizi ancak doğumun gerçekleşeceği günden 3-4 gün önce hazırlandı. Neyse ki kızımız, ismi hastane yolunda sabah 06:30 da netleşti yavrucağın, bizi üzmedi ve son dakikaya kadar hazırlıklar ve alışmak için bize zaman tanıdı...

Bundan sonrası bir doğum- abla olma- 2 cocuklu hayat hikayesi.....






12 Şubat 2013 Salı

Güncelleme


25.haftadan bildiriyorum…

Naz içimde bu kadarlıkken blog mu vardı da yazmadık durumundayken , şimdi Naz’la yaşıt blog var ama bu sefer anne de iş yok.
Temmuz ayı itibariyle baskılar ve bıkkınlığın verdiği gazla dünya aleme duyurarak verdiğim “ işe mola” kararındaki tutarsızlığımı , her ne kadar hem iç hem dış mihraklara bağlasam da, aslında en büyük etkenin korkular ve kararsızlık olduğu aşikar. Eylül’de öğrendiğim hamileliğimle beraber uygun mazareti de kendime sağlamışken ; “ Hamilelikte evde bunalırım” , sevgili eşimin inanılmaz desteğiyle ; “ Bak Elif, karar senin, madem devam etmek istiyorsun OK, ama şikayetini dinlemem”, yola devam dedim…
Peki dedim de şikayet etmeden benim hayatım, benim kararım halinde miyim? Tabi ki HAYIR!!!
İlk olarak 27 yaşında doğurduktan sonra, 33 yaşında ve bir çocuk + çocuklu evlilik + iş hayatı yorgunluğundan sonra fiziken ve ruhen toleranslarım zayıflamış, bunu anladım. Hızlı yoruluyorum, hızlı sinirleniyorum, hızlı mood düşüşü yaşıyorum. Kimsenin benimle ve içimdeki varlıkla yakından ilgilenmediğini düşünüyorum, ki kıyasladığımda , biraz da bu sefer sağlığımda sukur bir sıkıntı olmadığı için cok daha seyrek, aslında normal standartlarda doktor ziyaretinde bulunmam, evde zaten ilgilenmem gereken bir 5,5 ya cocugu olması, iş hayatım…vs derken en cok bu sitemi kendime ettiğimi söyleyebilirim. Zaten en acımasız ses, her zaman iç ses…

10 kg civarı aldım 25. Hafta itibariyle. 10 Ocak’taki  detaylı ultrason randevumuzda bu konuda uyarımı da aldım. Tansiyon sıkıntım çıkmasından endişe ediyor her iki dr da, bu nedenle son 3 haftadır biraz daha dikkatliyim hem yeme-içme hem spor konusunda. Sadece haftasonları da olsa yürüyorum tempolu ki iyi geliyor. Her ayağa kalkışımda eklemlerimi açma, vücudumun ağırlığını dengelemem zaman almaya başladı… Ama ilk hamileliğimde son trimesteri yazın geçirdiğimi varsayarsak kısın cok daha kolay.

İsim konusu hala muamma; Naz gibi kısa , öz ve kolay telaffuzlu bir isim peşindeyiz. En yakın durduğumuz ise Lal, bakalım J

Bu bir itiraf ve aynı zamanda bilenlerin mutabık olduğu bir konu; 2. Hamilelikte bebeğe daha az obsesif oluyor insan; daha rahat ama evdeki mevcut bir adet cocugun koşturmacası yanında bir yandan da daha stresli geçiyor, hele evdeki 5,5 yaşında özgürlük ve bağımsızlığını ilan etmeye calısan bir veletse J

Günün sonunda yazıp, çizip, söyleneceğiz farklı mecralarda. Sonra beni kimsenin anlamadığından şikayet edeceğim. Sonra bir benim başımda mı deyip destek alacağım bu acıdan...Ve inşallah büyüyecekler, serpilecekler ve ben hayatım son 2 yılında kendime amaç edindiğim bir sahnede kendimizi görmeyi diliyorum tüm kalbimle;

40 yaşında biri 7 diğeri 12 yaşında iki kızımla Çeşme'de bahçemizde takılıyor olacağım :)