Bu postu haftabaşı yazacaktım, hatta o kadar pozitif bir haftasonuydu ki… Annem geldi Naz’ı görmeye, biz oyun grubumuzla, artık dostlarımız, süper bir Cumaratesi öğleden sonra geçirdik, Pazar günü uzun süredir ertelediğim alışerişler yaptım evimize, moraller tepedeydi… Yine uzaklardaki kocaya , telefonda uzun süredir ilk defa ne kadar iyi hissettiğimi anlattım durdum… Ve Pazar akşamı eve gelen Nergis babasının nasıl inşaattan düştüğünü anlattı… Ölürse giderim dedi; hissettim ama sustum, kız da hiç gitmeyecekmiş gibi çalıştı durdu… Naz PAzt öğleden sonra “ gidecek misin sen?” diye sormuş durmuş… Melek çocuklar işte, günahsız, kalplerinin kapıları sonuna kadar açık … Ve akşam gelen telefonla Nergis bizimle değil artık… Döneceğim diyerek gitti, ama sonuç aynı…
Artık daha normal karşılıyorum bu olanları. Alıştım… Ağustos 15’den sonra son hız devam… Değişmeyen tek şey değişim, ayak uydurmak lazım…
Naz’a anlattım ; seni çok seviyor ama babası hastanede gitmesi gerek… O gün hiç oralı olmadı, döndü arkasını … Ama 1 gün sonra mama sandalyesinde yemeğini beklerken pencereden dışarıya aynı şeyleri tekrarladığını duydum… O kadar net ayırt ediyor ki ona bakanın eve gelip giden biri olduğunu, ona isteklerini çok net “istiyom, istemiyom” diye anlatıyor… Bu yaşta öğrenmek zorunda kaldı kızım kendini doğru şekilde anlatmayı , farkı fark etmeyi…
2. kreş denememizden memnunuz. Not düşmeye fırsat kalmadı Eylül ayında… 28 Eylül’de hemen evimizin arkasındaki bir kreşe yürüme mesafesinde diyerek 3 yarım gün başlamıştı , ama oranın programı ve yaklaşımı bize uymadı… 15 günün ardından ara verdik bir hafta sonrasında , Ekim’in 21’inde KÜÇÜK ŞEYLER FLORYA’ya başladık… Çok memnunuz şimdilik… Naz hiç oryantasyon süreci yaşamadı maşallah iki yerde de, tam tersi gitmek için kreşe ölüyor… Kapının önünde “ hadi kreşe gidelim” deyip duruyor… Aman maşallah diyeyim de yolunda giden nadir şeylerden biri hayatımızda nazar değmesin J
Arka sokaktaki yol çalışmasına takık Naz.. Kepçeye traktör diyor… O dudaklar 3 metre sünüyor öne doğru; “ trattör, vuuuuu yapıyo”, kolar havada ; “kepçesi havaya kalkıyo” diye anlaışı görseniz… HAftasonu kamyon traktör aldık , onlara da yemek yediriyor, seviyor.. Biz de ona gülüyoruz…
Koca kişisi yeni bir başlangıç yapıyor, göreceğiz neler olacak… Geçen Salı’dan beri uzaklarda yine bu akşam dönüyor… Yine büyüklerin bize taşınacağı hayat mecburen … Düzen kurmak o kadar zor ki … Çalışmamak var aslında, ama o da çözüm değil ki… Tüm arkadaşların çalışırken aileden uzak İstanbul’da… O da çözüm değil….
Hayatımın iplerini ele almak zamanı, yaş 30 oldu , az kaldı… Sadece başıma gelenleri yaşıyorum sanki, ama her şey elde de değil … Dengeleri kurmak lazım… Üzülüyorum , iki güzel günden sonra kafama balyoz iniyor resmen , isyan etmemeye çalışsam da insanım sonuçta patlıyorum…Bakalım bu sefer neler olacak???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder