Yeni yıla İstanbul- Çamyuva- Belek-Ankara- İstanbul rotasyonunu 5 günde kuş misali gezerek girdik… Ailece gezmeyi seviyoruz, umarım yeni yılda böyle keyifli gezerek geçer…
Naz bu sabah da güne başlarken “ Anneeee , nereye gidiyoyuz ?” dedi
Bu sene yeni yıl kutlamaları Sinem’in erken yılbaşı partisiyle zaten harika başlamıştı, bkz…
Çarşamba kızımız anaokulunda kutladı yeniyılı, eve bir geldi ki uçağa az zaman kala, üst baş faaliyet … Hemen değiştir, paketlen uçağa… Uçakta 1 saat beklememize rağmen yine de sıfır uyku ve az bir mızıldanmayla ulaştık Antalya’ya Nina ve Oğuzhan karşıladı bizi doğruca Kemer-Çamyuıa’daki evlerine… Onarlın hayatı burada uzun uzun anlatmak istemiyorum ama kısacası biri Rus, biri Türk, evliler ve 4,5 yaşında mükemmel bir oğulları var… İkisi de birbirinin ülkelerinde bir hayat kurmuş , iki ülke ve ev arasında gönüllü bir çarpraz hayat en ilginci ve takdirlik kısmı bu…
Akşam süper bir balık mangal , harika bir yeni yıl pastası ve tüm sıcaklıklarıyla ağırladılar bizi, tabi hem Nina hem ben çocukları uyuturken uyuya kalmışız gecenin sonunda J
Ertesi gün kahvaltından sonra Belek’e otelimize geçtik… Calista başarılı bir tatil komplexi, bizim gibi tatil köyüne gitmeyen bir aile için bile doyurucuydu… Güzel yemekler, güleryüzlü servis, çocuklar için güzel bir park ve mini klüp, harika bir SPA…
Yılbaşı gecesi için çocuklara ayrı bir parti haırlamışlar. Bizim minik 20. dk ağlamış , hemen kendi balomuzdan kalktık gittik, ne bizimle baloya gelmek istedi, ne de partide kalmak… Mini klüp öğretmenleri partinin yan odasını yataklarla hazırlamışlar, saat 21:30’da Naz o odada masal dinleyerek parti kıyafteleriyle mışıl mışıl uyudu da biz de onun huzurlu olduğunu bilerek huzurlu bir parti yaptık…
Jora ve Naz hemen kaynaştılar…Jora zaten kardeş istemeye başlamış, Naz ondan oyuncaklarını aldığında ya da canını yaktığında hiç ama hiç ağlamadı bile… Bu kdar uyum sağlamaları mükemmeldi.. Jora mini klupte onları bıraktığımızda Naz’ı göremediğinde gidip öğretmenlerine hemen “ Naz nerede” diye sormuş durmuş, kardeş ya da kuzen olup olmadığını sormuşlar… tüm tatil elele gezdiler, biri yemek alırken diğerine de aynısından almamızı istediler, yan yana odalarda kaldık, sürekli biri diğerinin odasında oynadı… Tabi bu durum biz anneleri de çok mutlu etti ve rahat ettirdi…
Son dakika kararıyla yönümüzü Ankara’ya çevirdik Cumartesi akşamı ve 24 saatliğine Ankara’ya gittik… Dayımı gördük, Naz ablalıyla süper vakit geçirdi, kudurdu, Yeşim bizi sürekli besledi… Naz ilk defa otobüse bindi dün gece dönüşte bilet bulamayınca İstanbul’a ve bugün babamız yine seyahata gideceği için…5 saatlik non-stop bir otobüste benim kızım beni yine utandırdı… 2. saatin sonunda uyumuştu, ve eve yatağına kadar da uyanmadı ve ben neden kısa mesafelerde kendimiz öldürürcesine havalimanlarında ya da araba kullanarak süründüğümüzü düşündüm durdum J Benim için de nostalji oldu üniversite’den sonra ilk otobüs seyahatim…
Bu 2010 yılbaşının anısına not düşülmüş bir yazı, duygular, olanlar, durumlar…az sonra….
Bu sene daha paylaşımlı bir yıl olacak…..
Naz bu sabah da güne başlarken “ Anneeee , nereye gidiyoyuz ?” dedi
Bu sene yeni yıl kutlamaları Sinem’in erken yılbaşı partisiyle zaten harika başlamıştı, bkz…
Çarşamba kızımız anaokulunda kutladı yeniyılı, eve bir geldi ki uçağa az zaman kala, üst baş faaliyet … Hemen değiştir, paketlen uçağa… Uçakta 1 saat beklememize rağmen yine de sıfır uyku ve az bir mızıldanmayla ulaştık Antalya’ya Nina ve Oğuzhan karşıladı bizi doğruca Kemer-Çamyuıa’daki evlerine… Onarlın hayatı burada uzun uzun anlatmak istemiyorum ama kısacası biri Rus, biri Türk, evliler ve 4,5 yaşında mükemmel bir oğulları var… İkisi de birbirinin ülkelerinde bir hayat kurmuş , iki ülke ve ev arasında gönüllü bir çarpraz hayat en ilginci ve takdirlik kısmı bu…
Akşam süper bir balık mangal , harika bir yeni yıl pastası ve tüm sıcaklıklarıyla ağırladılar bizi, tabi hem Nina hem ben çocukları uyuturken uyuya kalmışız gecenin sonunda J
Ertesi gün kahvaltından sonra Belek’e otelimize geçtik… Calista başarılı bir tatil komplexi, bizim gibi tatil köyüne gitmeyen bir aile için bile doyurucuydu… Güzel yemekler, güleryüzlü servis, çocuklar için güzel bir park ve mini klüp, harika bir SPA…
Yılbaşı gecesi için çocuklara ayrı bir parti haırlamışlar. Bizim minik 20. dk ağlamış , hemen kendi balomuzdan kalktık gittik, ne bizimle baloya gelmek istedi, ne de partide kalmak… Mini klüp öğretmenleri partinin yan odasını yataklarla hazırlamışlar, saat 21:30’da Naz o odada masal dinleyerek parti kıyafteleriyle mışıl mışıl uyudu da biz de onun huzurlu olduğunu bilerek huzurlu bir parti yaptık…
Jora ve Naz hemen kaynaştılar…Jora zaten kardeş istemeye başlamış, Naz ondan oyuncaklarını aldığında ya da canını yaktığında hiç ama hiç ağlamadı bile… Bu kdar uyum sağlamaları mükemmeldi.. Jora mini klupte onları bıraktığımızda Naz’ı göremediğinde gidip öğretmenlerine hemen “ Naz nerede” diye sormuş durmuş, kardeş ya da kuzen olup olmadığını sormuşlar… tüm tatil elele gezdiler, biri yemek alırken diğerine de aynısından almamızı istediler, yan yana odalarda kaldık, sürekli biri diğerinin odasında oynadı… Tabi bu durum biz anneleri de çok mutlu etti ve rahat ettirdi…
Son dakika kararıyla yönümüzü Ankara’ya çevirdik Cumartesi akşamı ve 24 saatliğine Ankara’ya gittik… Dayımı gördük, Naz ablalıyla süper vakit geçirdi, kudurdu, Yeşim bizi sürekli besledi… Naz ilk defa otobüse bindi dün gece dönüşte bilet bulamayınca İstanbul’a ve bugün babamız yine seyahata gideceği için…5 saatlik non-stop bir otobüste benim kızım beni yine utandırdı… 2. saatin sonunda uyumuştu, ve eve yatağına kadar da uyanmadı ve ben neden kısa mesafelerde kendimiz öldürürcesine havalimanlarında ya da araba kullanarak süründüğümüzü düşündüm durdum J Benim için de nostalji oldu üniversite’den sonra ilk otobüs seyahatim…
Bu 2010 yılbaşının anısına not düşülmüş bir yazı, duygular, olanlar, durumlar…az sonra….
Bu sene daha paylaşımlı bir yıl olacak…..
1 yorum:
jegging mi giyiniyor bu kucuk hanim yoksaaa
Yorum Gönder