28 Ağustos 2008 Perşembe

4 gün gibi...


Yazmış işte aşkısı kısa ve öz;

"4 gün gibi..."

Davetiyemizde de yazıyordu ;
" İki bendik, şimdi biz olduk"
İyi ki olduk...

27 Ağustos 2008 Çarşamba

Daha iyisin meleğim...



Baktım da ne kadar depresif yazmışım , ama çok etkilendim Naz'ın durumundan elimde değildi, her ilk gibi bu da zor oldu , ama geçiyor, daha iyiye gidiyoruz...
Naz'ın ateşi Cuma akşamından sonra 4. gün kontrol altındaydı dün. Gündüz her öğünden sonra online bilgi aldığım için biliyorum ki öğünlerini yoğurdu hariç bitirmişti. Bu büyük bir gelişme tabi... Ay ne güzel bu aralar iyi gidiyor kilosu derken hastalık sırasında doğal olarak gerileme başladı... Naz uzun sayılabilir bir boyda, dolayısıyla kaybettiği kilo hemen belli oluyor.
Ancak dün banyo için soyduğumda hafiften yükselmeye başlayan ateşini farkettim ama artık daha fazla ilaç yüklemesi olmasın diye fitil vermedim... Banyo sonrası tarhana çorbası içirdim, ama çok istekli değildi doğrusu. Belki uyumadan önce içer diye yaptığım biberonda gece tahılına ise dudağını bile sürmedi. Sürünüp durdu bana. İlaçlar uykusunu getiriyor sanırım, bünye alışık değil tabi ve perasetamol etki ediyor. Emzirdim ve uyuttum... Her şey güzeldi yarım saat sonra deli gibi bir öksürük nöbeti başlayana dek...
Yüzüstü yattığı, yastık nedir bilmediği için ( dr'un önerisiyle yastık takviyesiyle uyutmaya çalışıyorum ki akıntısı rahatsız etmesin ) öksürük tıkadı bebeğimi, uykusu var kendini çeviremiyor. Kaldırıyorum, kendini itiyor , atıyor kucağımda ve her öksürük bittiğinde tiz bir çığlık atıp ağlayıp sarılıyor bana. Bir süre kucağımda, yarı dikey tuttum akıntısı geçene dek ama 11,5 aylık bir bebek nasıl balgam sökemez gördük... Neyse ki saat 22:0 civarı artık o kadar yoruldu ve uykusu vardı ki, yastığında sırtüstü bir süre hareketsiz uyudu ki akıntısı biraz hafifledi. Tabi sabaha karşı yine bir öksürük krizi, su da içmiyor, aldım emzirdim gün ağırırken, hem sakinleşti hem öksürüğü geçti.
Sabah daha iyiydi sanki, oyun oynadık, bisküvi- peynir- meyve karışımını istemiyor hastalığı başlayalı, biz de en sevdiği ikili kaşar peyniri-domates yedirdik. Yine bir savaş ilaçları içirdik ( Kendime not; Naz'a dışarı çıkacağın kıyafeti giydikten sonra sakın istemedği birşeyi içirmeye ya da yedirmeye kalkışma, özellikle kıyafet beyazsa, çünkü çok acayip tükürüyor, püskürüyor :) Saat 09:30 gibi uykusu geldi, ben de ona hikayesini okudum, yatağına koydum ve Marina'ya emanet edip işe geldim. Fotoğraf da bu sabahtan, hep hasta hallerini görmeyelim diye...
Şimdi koşa koşa eve gidiyorum, bakalım nasıl? Bu sefer sıra bende, boğaz ağrısı ve hafif şiddetli burun akıntısı var dün geceden beri, hemen ilaç takviyesi başlanacak bu akşam ki enerjim tam olsun. Geçen haftasonu hastalık yüzünden yetiştiremediğim doğumgünü ile ilgili her detayı şu 4 günde toparlamam lazım ama ben zaten sıkışık zamanlarda performans gösteririm hep hayatımın her alanında, yumurta-kapı ikilisi etkili biraz hem aşkısı hem bende.
Açık büfe için gerekli her şey sipairş edilecek, içecek alışverişine çıkılacak, pasta siparişi verilecek, Naz'a ayakkabı alınacak...vs. Bir aksilik çıkmazsa bahçeyi süsleyecek ekiple anlaşıldı...
Bu akşam anneanne, büyük anneanne ve teyzesi geliyor doğumgünü için. Kardeşim bir süredir annemin yanında tatildeydi, İstanbul'a dönüyor nihayet bu vesile ile :) Babanne ve dedesi de Cumartesi geliyorlar, doğumundan sonra herkes bir araya toplanıyor tam bir sene sonra , ne çabuk geçti zaman...

ÖNEMLİ NOT; Blogdan okuyup mesaj bırakan, telefonla arayıp hergün Naz'ın nasıl olduğunu soran tüm dostlara KOCAMAN teşekkür... Yalnız olmamak , hissetmemek çok güzel ve özel...

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Öptüm :)

Bu kadar iç karartıcı ve üzücü bir haftasonu ve başından sonra, benim de kızımın gülen yüzünü görmeye ihtiyacımı var ...



Öptük sizi :)

Hala çok hastayız...

Şimdi miniğimi uykusundan kaldırıp 2. doz antibiyotiğini verdim :( ilk 3 gün 8 satte bir başladık bu öğlen itibariyle...

Bugün tam gün anneydim. Sabah Naz burnu tıkalı, sesi çıkmaz ve öksürü bir halde güne başlayınca elbette işe gitmedim. Daha önce neden kapıp gitmediğime hayıflanarak hemen dr'umuzdan randevu aldım. Hoş, günde 3 defa telefonda konuşmuştuk, Pazar günü acile gitmek istemediğimden ve gerek görmediğimden evde ilaçlarımız alıp iyileşmeye çalıştık ama bu sabah tablo hiç hoş değildi... Sonuçta antibiyotik ve vitamin takviyesi başladı. Faranjit olmuş ve laranjit başlangıcı var dedi dr... Elbette iştah sıfır, sadece sıvı şeyler tüketiyor , ne vermeye çalışsak reddetti. NEyse ki bir dilim kaşar peyniri yedirdim akşamüstü, onun dışında yine biberonda muhallebi ve sabah meyve ile geçiştirdik....

Şu an ara ara öksürüğü geliyor içeriden, ve sürekli dönüp duruyor nefes almakta zorlandığı için. İçim acıyor resmen...




Aşkısı miniğimiz bu hale düşünce kendini unuttu ama kulaklarına dek tıkalı... Bende de akşam üstü boğazda gıcıklanma başladı ama hiç düşünmüyorum bile, psikoljik bile olabilir :) Şu an sağlam kalmam lazım, kızımın bana ihtiyacı var.


Yarın sabah erkenden ofise bir uğrayıp tekrar kızıma dönmeyi planlıyorum. Hep kulağımda o nazlı iç çekmesi, gözümün önünde işaret parmağıyla göstere göstere evin içinde kendini oyalamaya çalışışı ama sıkılıp ağlaması var. Alışkın değiliz hiçbirimiz Naz'ın ağlamasına, huysuzluğuna... Hep güleryüzlüdür, bugün canının acısına rağmen yine de bir göüyle ağlayıp biriyle güldü yavrum... Geçecek az kaldı bebişim...


Yeni yaşına güle oynaya gireceğiz, söz....

24 Ağustos 2008 Pazar

Minik kalbim çok hasta...

Dün sabah başladı herşey... Babamız hasta malum, hadi atlatık bulaşmadan derken dün sabah evden çıkarken bir baktım ateşi 37 derece Naz'ın... Gün içinde yükselmedi, sürekli online saatbaşı kontrol edildi. Ben sabahtan standart soğukalgınlığı şurubuna başlamıştım. ( Hoş bugüne dek sadece 2 kere gripolmuştu :( )
Meğer benim kuzum annesini beklemiş... Eve geldim ve Naz'ın ateşi saat 19:00 suları 37.5-38 oldu. Tabi 12 aydır hiç böyle bir şey yaşamadığımız için hemen dr'umuza telefon ve fitil... Ama miniğim gece hiç huzurlu uyumadı , 3 defa uyandı ve her uyandığında emzirdim... Aslında uzun süredir saat 5 civarı 1 kere emziriyordum ama anne sütünün 1 yaşına dek besleyici ve sonrasında da koruyucu etkisini bildiğimden, hatalığı nedeniyle kızıma kıyamayıp emzirmemin hastalık sonrası aleyhime kızım tarafından delil olarak kullanılacağını bilsem de emzirdim...Sabaha karşı 3 civarı 39 dereceyi gördük ve 2. bir fitil verdim...
Bugün sabahtan beri bir türlü ateşi düşmek bilmedi, tehlikesiz üst sınırda gezindi durdu ama burnu o kadar çok akıyor ve Naz burnuna dokunulmasından o kadar nefret ediyor ki :)
Ağlayan bir bebek olmadığı için hiç bir zaman, hem ben hem Marina sersemledik... Alışmamışız ki Naz'ın mızırdanmasına, hasta olmasına... Marina benden fena karalar bağlamış durumda... Ben dün tabi ki Marina'yı misafir odasına gönderip kendim yattım kızımın odasında ama yazık kadıncağız sürekli ayakta bir Naz'ı bir beni kontrol etti durdu.
İştahı da çok kötüydü, mama sandalyesine bugün hiç oturmadı, hep kucağımdaydı ya da yerlerde oynadı durdu. Tabi yerde olduğu süre uykudan kalktığında keyifli olduğu 15'er dakikalık kısımlar.... Çok severek yediği çorbasını bile yemedi... Öğlen bir küçük biberon formula mama verdim emzirmeden önce, öyle uyudu... Akşam zorla bir kaç lokma balık yedi en azından, sonrasında daha fazla huzursuz olmasın diye biberonla gece tahılı karışımı verdim, gece tutsun diye. Ama az önce uyandı burnu tıkandığı için bebeğim...
Oysa biz bugün kızımla doğumgünü elbiselerinin altına giyeceği ayakkabıları almaya, baston araba seçmeye ve parka gidecektik...
Yeter ki çabuk iyileş birtanem, kalbim acıyor seni böyle görünce...