26 Eylül 2008 Cuma

Dağıtmayı severim ama düzenliyim...

Naz beni çok şaşırttı dün, nihayet bıkmadan usanmadan tekrarladığım tavırların meyvesini almak nasıl güzel bir duygu... Yaşasın Montessori ve azim :)

Dün akşam korkunç İstanbul trafiğinde 10km'lik ofis-ev mesafesini 50 dakikada katettikten sonra kızıma kavuştum ve bir oh çektim... Bu aralar kucak hiç sevmiyoruz, hep yerlerde bezler sayesinde yumuşatılmış inişlerle düşe kalka yerdeyiz... Böyle olunca Marina ile beraber sofra hazırlayıp bir yandan da Naz'ı mutfağın en alt çekmecesini dağıtmasına izin verdim. Aslında şu tencere konulan koca çekmeceler varya, biz onları bol miktardaki kurulama bezleri, yedek süngerler, mutfak masa örtüleri ve diğer ıvır zıvır için kullanıyoruz.
Naz tabi hepsini itinayla kah yerde oturup kah ayakta şarkılar söyleyerek dağıttı 15 dakika ve sonra hepsini ( tabi karman çorman ama 13 aylık bir bebek başka ne yapabilir ki!!) geri koydu ve kendini alkışladı!!! Tabi biz de onu... Annelik böyle bir şey işte bunun için heyecanlanıp mutlu olabiliyorsun, en güzel taraflarından biri daha... Kameranın pili bitmişti, görüntüleyemedim maalesef ama aklıma kazıdım...
Uçağını aynı Istanbul trafiği yüzünden kaçıran teyzemiz de bize sürpriz yapıp aramıza katıldı dün akşam ve güle oynaya yemek yedik...

Naz'ın başka bir ilki de en favori yiyecek ekmek (Bir kere önünde ekmek lokmaları olmadan bizim ki yemek yemiyor, kendisi ekmeğini yiyor aralarda biz de çorba tıkıştırıyoruz... ) ve en sevgili içecek su (başka sıvı çok zor kabul ediyor) ya yeni hitap ediş şekli , koptuk dün akşam...
"GAN GAN GA" " istemek" demek... Yeni öğrendik biz de Naz'cayı....
"GEN GEN" komiklik yapmak istediğinde, eğer biz de karşısına geçip tekrarlarsak süper kahkahalara boğuuluyor...

Tabi düzgün kelimeler var ama bunlar dün akşam çıkanlar. 13.ay review'ımız yakında burada yayında....

Bu arada Naz annesinin kızı oldugunu ispatladı. Küçük kokoşum benim :) Sabah halkaları ile kule yaparken bizimki takıp takıp kollarına halkaları ( aynen bilezik takar gibi) mutlu oldu... Yani kuleye değil koluna dizdi, salladı, ona eşlik edip bağıra çağıra şarkı söyledi ( Dansı sevmesi de benden :)

Bu arada ben olmayacağım dediğim herşey oldum anne olunca, o el örmesi hırkaları yelekleri asla giydirmem derken öyle bir giydiriyorum ki , merkezi sistem henüz devrede olmadığı için ev bir miktar buz gibi sabah erken saatlerde, ben de en uyumsuz el emeği ( canım anneannemin) yeleği takıştırıverdim kızımın uyumlu lila takımının üstüne... Ama kızımın Kezban halini de koymak lazım buraya değil mi, neysek oyuz :)

25 Eylül 2008 Perşembe

Son 1 haftamız...

Bayram'a gideceğiz 1 hafta yokuz diye bir yoğunluk bir yoğunluk... Mağazalar boş kalacak sanki 1 hafta tatil yapınca... Tekstil boyle işte, sanırsınız gıda malzemesi üretiyorsunuz, eğer zamanında yüklemezseniz müşteriler çıplak kalacak... Ama zevkli de bir yandan özellikle adrenalin sevenlere tavsiye ederim...
Buna rağmen Naz'ı bensiz bırakmamaya özen gösteriyorum. Bakıcımız hala evde, arı gibi çalışıyor ama göndereceğiz sonuçta Ekim sonu ve yeni birilerinin peşindeyim, Allah yardımcım olsun :) Bu sefer Turkmen bir bakıcı arıyorum, duyurulur... Yani daha doğrusu Turkce bilen, ama yatılı olup ev işlerine de yardım edenler bu milletten oluyormuş genelde... Sağolsun kardeşim Aslı çok destel oldu aşkısı yokken ve tüm bunlar yaşanırken 2 haftadır... Sürekli gitti geld, bizde kaldı... Naz'a da iyi geldi bence...
Geçen haftasonu Cumartesi kızlar ekibi ( ben, teyzesi ve Naz) alışverişteydik. Baston araba ve araba koltuğu peşinde ayaklarımıza kara sular indi, hoş olayı en son internetten hiç görmediğim ama rengine bayıldığım bir araba ile sonlandırdım... Alışverişten yorulunca kendimizi favori kafelerimizden birine attık. Naz bir güzel bizimle oturdu, havuçlu kek yedi, ilgi çekmek için aksırdı, tıksırdı, giren çıkana el salladı , en sevimli haliyle gulumsedi... İşimiz var bizim, çok işimiz var bu küçük hanımla :)


Pazar gunu Atilla bebek ziyaret etti bizi ve cok mutlu etti. En cok da Naz sevindi, sürekli atildi durdu 2 aylık Atilla'ya ozellikle de yaylı ana kucağını çok kıskandı ve Atilla yatmadığı sürece üstüne çıkıp yattı durdu :)Bazen de Atilla'ya kontrolumuz altında dokunma kaydıyla "eee ee ee" yaptı ... Ozguncum, senden izin almaya fırsat olmadı o yüzden fotoğrafları sonra yükleyeceğim :) Bu arada postu okursan bir "caizdir" bekliyorum, haberin olsun...

22.9 Pazartesi Aslı'nın evde olmasını fırsat bilip iş çıkışı attım kendimi kuaföre ve "oh be " dedim, ne guzelmiş unutmuşum, eskisi kadar sık gidemeyince ( haftasonunu Naz'dan ayrılmadan geçirmek istiyorum, hafta içi iş, bu aralar da bakıcı derken) değere biniyor bu bakım saatleri. Hem bunun mutluluğu hem de Naz'ın ilk adımlarının sayısını 6'ya çıkarmış olmasının mutluluğu , Salı günü aşkısının geri dönmesi ( nihayet- böyle bir dönemde bir de o yoktu, down'luk diz boyuydu yani- ne de olsa motivasyon koçumdur kendisi) derken haftaya süper başlangıç diyebilirim...

Bu arada dün baston arabamıza kavuştuk... Henüz kullanmadık , Bayram'da deneyeceğiz, zaten koca Quinny Buzz'ımızı taşımamak için acilen edindik. Yorumlarımı ayrıca geçerim, haftalardır ne alsam derken, gidip internetten hiç bilmediğim, görmediğim bir ürün aldım :) Bu akşam da araba koltuğunu halledersem tatile huzurla yelken açabilirim...Tüm aile Mersin'deyiz... Umarım denize girebiliriz... Gitmeden bir kaç post var atılacak, yazlığa da gideceğiz , orada ne kadar bağlanabilirim bilmiyorum , bu yüzden aklımdakileri dökmem lazım gitmeden :)