26 Kasım 2011 Cumartesi

Diller pabuç

Sözümü tutmaya geldim.
Naz, en iyi arkadaşım, bu aralar beni çok güldürüyor. Kelimeleri ne kadar cabuk kaptığına inanamıyorum. Çok gülüyorum , bazen de beni çok düşündürüyor, çünkü çok dikkatli olmamız gerektiğini farkediyoruz. Bugün bir kaç işimizi halletmek için gittim Torium'un ana baba günü otoparkında turlamamdan sıkılmış olacak ki;

N: Anne , dur dur, gel geri, geri , geri, geri...
A: Ne oldu ki?
N: Boş yer var
A: ( Geri gelir) kızım sığmaz bizim kamyon oraya
N: Sığar sığar, inip sana gel gel yapayım mı
A: !!!!

A: Yol benim, önüne baksana, ö... ( evet yine kactı ağzımdan)
N: Çok kaba davrandın, ebnce gidip özür dilemelisin
A: Haklısın, ne demeliydim? ( konuşmanın yönünü değiştireceğim ya aklımca)
N: Abicim, ltf bize izin verir misin? geçmemiz lazım
A:( Utanır, başka ne yapsın ki)

A: hadi gel tart yapalım
N: ( Çizgi film izlemektedir) Şu an çok meşgulum, bence kendin başarabilirsin
A:!!

A: ( Şönine maşasını kapan Naz'a) Ne yapıyorsunnnnnn? diye sesini yükseltir
N: Kaba davranmamalısın. Çok abartıyorsun, ben tam 5 yaşındayım...

Her an bir kayıt cihazı ile gezmek istemekteyim, mümkün mü?

25 Kasım 2011 Cuma

İtiraf...

Elestirecek kimsem yok kendimden başka bu sayfa ve blog camiası için...
Bu blogu Naz'a hamile kalmamla açmıştım 2007'de. 4. yılında ve ilk 2,5 yıl doya doya sindire sindire yazmışım . Son bir saattir okuyorum, iyi ki yazmışım diyorum.
Yorumlara bakıyorum , ne güzel insanlara iletişime geçmişim diyorum .
Naz'ın ilklerini, emzirme, uyku, bakıcı maceralarımı bazen bayıcı ama o kadar icten yazmısım, kızım okuyunca beni anlayacak, o günler geldiğinde beni daha az yargılayacak diyorum . Okuyanlar , yeni bebekliler empati yapacak o günler bizlerin yaptığı gibi, haklı bulacak, haksız bulacak ama düşündürüp kendi yolunu buldurtacak kimilerine... Herkesin doğrusu başka, herkes baş tacı...

Kaç bakıcı değiştirdiğimi, 19 ay nasıl emzirdiğimi, lohusayken 16. gün evden herkesi nasıl kışkışladığımı, sonra aylarca evden çıkmayışımı,5 aylıkken Naz'ı nasıl bakıcıya emanet edip işe gittiğimi 10 ay boyunca her gün süt izini kullanıp her öğlen eve geldiğimi, emzik vermeyeceğim bu çocuğa diye inatlaşışımı, emziği nasıl bıraktırdığımızı, 2 yaşında başlayan oyun grupları, yarım gün sonra tüm gün kreşler, taşınmalar, iş değişiklikleri...
Unutmadım, ama hatıraların nasıl da çabuk flulaştığına, sanki bu çocuk karnımdan hem 4 yaş 2 aylık çıkmış gibi hissettimeme, bunu bazen ona yükleyip gereksiz olgunluklar beklediğime inanamıyorum. 5 yaş grubuna gidiyor diye okulda, kendine 5 yaş dedikçe ben de ona 5 yaşını bitirdi muamelesi yaptım zaman zaman korkarım unutup.

Sonra kızıyorum kendime. Nasıl da bu kadar ara verdim bu kadar güzel bir paylasıma. Kimine göre teshircilik, bana göre kendime ve tarihe notlar,paylasım, self-terapi bana göre. Kendimden de cok kızıma, aklı erdikçe onunla paylaşacaklarıma bir geçmiş ve başlangıç noktası burası...

Yine kızıyorum, bu yolculuga beraber cıktıgım, yorumlarıyla beni kahkaya bogan, sonra da aglatabilenlere sahip cıkamayısıma.
Zamana yenik dususume, bir koltukta yüzbir karpuzla yine de bir karpuzu daha tasımamıs olmama...
Su saatte haftasonuma, aylar sonra kocayla ilk basbasa programa dakikalar kala, icimi kapladı bir sitem kendime.
Yazmadan gecemedim, bunlar dolunca icime... Üzgünüm be blog, sozum olsun telafi edeceğim ..