4 Aralık 2009 Cuma

Naz, hep naz....

Alıştım uzun süren aralara buraya not düşerken, aslında alışmak istemiyorum, daha sık yazmak, hele hele 2 yaşından sonra ivmelenen gelişmeleri not düşerken gecikmek istemiyorum…

Ekim’de başlayan kreş maceramızın , özellikle Ekim sonu değiştirdiği ve şu an devam ettiği kreşin Naz’da çok pozitif etkilerini gördük… Zaten doğasından sıcakkanlı, sosyal varlık Naz , artık tam bir sosyal böcük oldu… Çene bir açıldı pir açıldı… Hareketler olgunlaştı, kendi kendine baştan ayağı giyinebiliyor artık, kendini tam olarak anlatıyor; “istiyorum, istemiyorum, uykum var, acıktım, çişim var…” Tam hakimiyet elinde küçük hanımın…. Yeni bakıcımızın da biraz hareketli ve konuşkan olmasının faydasını görüyoruz galiba…
Artık rutin oldu bizim bakıcı değişikliklerimiz malum, ama alıştık ailece… Baba zaten rahattır bu konuda, oabilir, daha iyisini buluruz…vs… Zaman zaman sinir olduğum bu yaklaşım nihayet bana da bulaştı galiba. Son değişimi acısız ve gözyaşsız atlattım… Naz ise eve gelip onunla biraz oynayan ve biraz evi derleyip toplayan herkesi yeni ablası sanıp isteklerini yağdırıyor…. 29 Ekim’de bizi ziyarete gelen Yeşim abla, evi şöyle bir derleyip toplayınca, hemen anneannesine dönüp; “ Bak , benim yeni ablam” diye yengesini tanıştırmış J Çocuk ne yapsın, öğrendi bu yaşta…. Yine Yeşim Abla benim ev terliklerimi geçirince ayağına ortalık ayağa kalkmış mesela, “ onlar annemin, çıkaaaaar” diye…

O kadar farkındaki ona bakan kişi ve bizlerin ayrımında… Ben işe giderken ablasının kucağına sırnaşırken, ben evdeyken ona “ git , sen işini yap “ diyecek kadar… Tabi ki bu şekilde konuşmanın yanlış olduğunu öğretiyoruz ona , ama bu ayrımın çok önemli bir göstergesi…

Hafızası inanılmaz…Herşeyi kaydediyor, hep öyleydi biliyorum ama artık kaydettiklerini anında çıkarıveriyor ağzından lup diye… Aşağıda koyduğum şarkı gibi, aynı şarkıyı bir iki gün söyletip kaydediyor ve bir anda söylemeye başlıyor… Mesela Ankara’dan sönerken bayram’da arka koltukta bir anda söylemeye başladığı “bir gün bir gün bir çocuk eve de gelmiş kimse yok….” Gibi…
Ama koymayacağım bu sefer videoyu… Kızdılar bana… Babamız çocuğu yün örme yeleklerle evde gezdirip bir de mutfaktaki şöminenin önünde video çekip bloga koyduğum için eleştirdi. Bakıcımız videoyu koyduğum günün akşamı gerçekleşen şu olay için, nazar olduğunu söylüyor…
Akşam Murat gecikti işten, hatta annesi de bizdeydi, oturduk biz yemeğe beklemeden, Naz odasında puzzle yapıyor. Murat eve girdi, Naz yerinden kalktı, Babasını takip etti ve aynı anda sigortası attı tüm evin ve bir gümbürtü. 10 sn önce Naz’ın tam oturduğu odasının ortasına tavandan ahşap ve köşeli avizesi indi… Şirin odaya girdğimde şok içinde ağlıyordu; birkaç sn önce Naz tam altındaydı diyerek … Bir sonraki gün Naz babasının kucağında oyuncak dolabından oyuncak alırken 2 yıldır aynı yerde duran minik bir çerçeve aşağı tam ayaklarının önüne indi…vs

Hafıza olayına geri dönersek; 29 Ekim’de Yeşim abla uyutmuş naz’ı sadece bir gün ve o an odası kelebekli olduğu için kelebeklerle ilgili bir şarkı uydurmuş… Bayram’da yine o uyuttu ve sordu “ hangi şarkıyı söyleyelim” diye, Naz’dan yanıt “ kelebek” J

Bu arada 3 hafta oldu emziği kedilere verdik J Babaannesi ön ayak oldu biraz… Birkaç gün kedilere verelim bak miyavlıyorlar, sen büydün artık dense de kar etmedi… Bir akşam cidden emziği bulamadık, ben de onu olmadığına ikna edip masal okuyup sırtını sıvazlayarak uyuttum, tamam bu iş oldu derken, babaannesi gece bulduğu emziği elinde sallayarak “ buldum bak buradaymış emziğin” diye gelince kotuk tabi J Neyse akşam kestim ucunu emziğin, kaynaklar bu şekilde zevk almayacağını söylese de bizimki cok cok yatağına geçti uykuya hazır şekilde… O an klıma gelen bir fikirle “ aaa bak kediler ısırmış emziğini pis olmuş” diye 10-15 dk işleyip Naz’a, sonra beraber mutfağa dip emziği kedilere versin diye babaanneye verdik. Veriş o veriş…. Tabi bizim dilimiz damağımıza yapışıyor uysun diye masal anlatmaktan J

Ben uyduruyorum masalları bazen, masal kültürüm yok pek, çalışmalıyım dersime… Ama Şirin Rusça’dan çeviri yaptı bazı masalları, bir ara yazmalıyım özetini… Ya da Şirin’e yazdırayım. Tam 3,5 masal sürüyor uyuması; önce KURABİYE, sonra ŞALGAM, sonra ALTIN BALIK… 4. yarıda kalan masalı ben bile bilmiyorum ben de uyumuşum birkaç defa…

Süper diyaloglar var aramızda kuduruk hanımla ama daha sonra…..