31 Aralık 2008 Çarşamba

Mutlu mutlu mutlu yıllar...


Gecen sene blogu boşlamıştım bu zamanlar, şimdi hayatımın bir parçası... Şu saatte uyku tutmamışken bana yoldaş... 1 yıl önce bugün evdeydim, iznimin bitmesine az kalmıştı, Marina aramıza bir kç gün önce katılmıştı... İlk defa çekirdek aile olmuştuk ve çekirdek aile kutladık yeni yılı, Naz'dan sonra ben de uyuyakalmıştım ama olsun ... Yeni yıl şekeri yapmıştık Naz'dan fotoğrafındaki gibi kırmızı kırmızı kendimize, yemiştik akşam... Daha yavaş geçiyordu sanki günler, maratona alışkın ben, bir mola vermiştim sanki... Sonra bir bakmışım 2008 bitmiş, yenisi gelmiş.... Ben sanki yeni farkına varmış gibi bu son günü 24 saat yaşamaya çalışıyorum, bu sabah şikayetlendiklerime inat bir sürü şey sığdırdım geceye...
Zor günlerimiz çoktu şu biten yılda ama şükür ki bir aradaydık, aşkısı ile, yavrum ile, ailem ile... Ve yine şükür ki BİR giriyoruz yeni yıla.
İstekler şelale , akar akar bitmez;
Huzur olsun, beraberlik olsun, barış olsun, mutluluk olsun, para olsun, seyahat olsun, ev olsun, yenilikler olsun, iş olsun, güzellikler olsun...
Özüne gelelim;
Aileyle ve dostlarla bir olsun...
Blog sayesinde görmesem de sıcacık insanlar tanıdım sıcaklıklarını hissettiğim, öğrendim, paylaştım, rahatladım , yalnız kalmadım... Zaten tanıdıklarıma , dostlarıma , aileme bizden onlara bir köprü yaptım.
İşte bu sebepten bu sene daha çok kişiye " MUTLU YILLAR" diyebiliyorum ne güzel...
Not: Bu sene pembe şeker yapacağız akşama kırmızı yerine :)

30 Aralık 2008 Salı

Yeni yıl bana da gel...


Hızlı geçen bir yıl gidiyor, yenisi geliyor. Umut umut bezenecek, planlar yapılacak, şekillendirilecek ... Ama bende bir rehavet durumu, derlenip toplanamıyorum- evi, işi, ilişkilerimi ve beynimi. Havada biraz herşey... Kafamda planlar, alınacaklar, satılacaklar, verilecekler, değiştirilecekler, talepler... Bayılırım zaten “ outstanding list” lere , yapar yapar çöpe atarım... Oysa diyordu bir kitapta” kendinize tutabileceğiniz küçük sözler verin ve yapın” ama gerçekleştirmeye enerjimi toplayamıyorum. Naz’dan sonra akşamları biraz sohbet, biraz internet, biraz görsel medya ve bitti zaten gece...
Yukarıdaki ağaç da “ to do list”te Nazoşla, yapacağız inşallah yarın ...Akşama dostlar gelecek , yiyeceğiz, içeceğiz, güleceğiz, muhabbet edeceğiz, oh oh oh....

29 Aralık 2008 Pazartesi

Mızmızım, mızmızsın,mızmızız...

Haftaici kar, haftasonu soguk tıkıldık kaldık eve. Alışveriş merkezi falan hastalık yuvası, daha da önemlisi karınca yuvası, insanlar üstüme üstüme geliyor. Parka cıkamadik ıslak havada. Kurtlu Naz iyice kudurdu tabii.... Son 4-5 gündür tepe yapan mızmızlık ve bağırma olayını dişlere vermek istiyorum, azılar kabardı diye, yok huy değişikliği varsa ayvayı yedik. O bayıldığım " anne" kelimesi istediklerini ifade etmek için oktav oktav yükseltilerek kullanıldığında benim de sabır katsayım oktav oktav düşüyor. Kızıyorum sonra kendime gerildiğim için, herkesi gerdiğim, kendimce Naz'a az kalsın küsmeye yeltendiğim için. Marina 'nın dediğine göre yalnızlarken bağırmıyormuş pek, bize mi tepkisi bilemedim gitti. Yavru kuş babasının " Naz yeter" uyarısını bile o kadar ciddiye alıp kafayı gömüyor ki en yakın yastığa ya da kucağa,içim sızlıyor ama arada sınırlarını da bilmesi lazım . Yemek yerken ne varsa mutfakta masasına toplamak istiyor küçükcadı ve tatmin olmuyor... Bak şimdi evi aradım, hanımefendi bağırmıyormuş bugün, kesin bize yapıyor.



Bu haftasonu oyun grubumuz vardı. Bu sefer Devrim-Ruzgar, Neslihan- Doruk da katıldı Naz ve Mert'e... Önce Naz'ın odasında birbirlerine alıştılar. Sonrasında beraber lego, oyun hamuru ve kuru boya aktivitesi yaptılar. Bugüne dek gerçekleştirebildiğimiz en kalabalık gruptu, buna rağmen konsantrasyon süreleri oldukça uzundu. Ara ara paylaşamamalar olsa da anneler olarak çok ustaca arabuluculuk yaptık :) Mert hepimize oyun hamurları, Doruk ise tahta puzzle'lar hediye etti. Saat 11:00 de buluşan grup 2 saat dolu dolu oyun oynadık. Saat 13:00 gibi öğle yemeği olarak domatesli makarnalarını yemeye çalıştılar. Bu hafta tembellik yapan evsahibi ben geleneksel havuçlu kekimizi yapamadım :( Hala bir masa-sandalyemiz olmadığı , Ikea'nın stokları yine bittiğinden, için tüm aktiviteler yerde gerçekleştirildi. 4 bebeğe parmak boya aktivitesinde yerde ve salonda mukayet olamayacağımız kararı çıkıp, parmak kuklalara sıra gelmediği için bu aktiviteleri bir başka grup toplantısında hayata geçireceğiz. Uykusu gelen Doruk ve Neslihan daha erken ayrılsa da kalan anneler ufaklıklar serbest vakit geçirirken kısa bir kahve keyfi yapabildik. Birbirlerine el sallayan minikler haftaya anneler becerebilirse tiyatroya gitmek üzere sözleştiler... Yine eğer anneler becerebilirse 02.01.09 , Cuma öğle yemeğinde bebeksiz anneler oyun grubu yapacağız, bu da bizim kendimize kıyağımız olacak bu hafta....