7 Ekim 2011 Cuma

Eylül geçti, elim yeni gidiyor klavyenin tuşlarına...
Naz'ın yaz okulu, yaz okulundan sonra babanne ziyareti, sonra uzun bayram tatili derken, Eylül başı kuzum bize geri döndü.
Yaz okuluna gönderdiğimiz okulun kış programı bizi tatmin etmeyince, tesadüf eseri bulduğumuz ama içimize sinen 20 yıllık geçmişi olan bir okula yazdırdık. Sitemizde değil ama uzak da değil. İki ebevyn paslaşarak idare ettik akşam çıkışlarını.... Her zamanki gibi adaptasyon durumu yaşamadık, bizimki eve gelmek istemedi akşamları, o derece sevdi, o sevdi diye biz daha da çok sevdik.
Yabancı öğrenci yoğun bir okul olduğundan başta endişeliydik, ama baktık ki Naz pek bir iştahlandı yabancı dillere, tam bir oh çektik.
Evde yardımcılardan, bakıcılardan gülmedik ama kızımı bizi güldürüyor şükür ki...
İş yoğun, ev hayatı süreki organizasyon gerektiriyor,eve bakacak biri lazım derken; Eylül'ü de kış kışladık.
Bir de benim tahammülsüzlüğüme sebep iç seslerimi de kış kışlarsam değmeyin keyfime...

P.S: Naz'a bir şeyler oldu, fotomodel kesildi başımıza... Tüm politik yetenekleri gün be gün gelişiyor. İç seslerim baktı ki beni sınıra getiriyor " sen dünyanın en iyi annesisin" deyiveriyor ben eriyorum tereyağı gibi...