22 Ağustos 2008 Cuma

Bu hafta da bitti...

Bir kaç haftadır o kadar yoğun geçiyor ki günler, serseme döndüm... Blogu da boşladım, ara ara yazar oldum, olsun yine de fırsat bulduk mu kaçırmamak lazım.
Naz'ın 1. doğumgünü hazırlıkları var, tabi ben her zamanki gibi " her şey önceden organize edilmeli" derken kendimi sıktım ama bir yandan da iş, ev... vs ... Nedense sorumluluk duygum ve mükemmeliyetçi yapım keyif alarak tadına vara vara yapmam gereken şeyleri böyle kasılarak yapmama neden oluyor.
Kendime senelerdir önemli notumdur bu oysa; " anı yaşa" ama olmuyor bir türlü... Kafayı değiştirmek lazım , bir de zaman lazım :) Yani bu arada evde vızır vızır koşturduğum sanılmasın ama naz uyuyup 9 civarı ancak yemek yedikten sonra ben şahsen dökülüyorum resmen, ehhh rahatıma da düşkün olunca....



Canım kızımız babası döndüğünden beri daha da şeker. Haftasonu hep beraber yine gezmelerdeydik, arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Pazar günü Naz öğleden sonra uykusunu atlayıp ben de cahil cahil "12 aylık oldu, bugüne dek hiç olmadı 1 günden birşey olmaz" dedim ve kızım eve dönerken saat 19:30 civarı nakavt oldu. Kucağımda arka koltukta uyuyakaldı... Evet itiraf ediyorum, kucağımdaydı, koltuğunda değil. Kıyamadık artık, hızlıca silip, uykusu açılmadan biberonda muhallebi ile uykuya yollandı o gece , ama tabii vicdanım beni rahat bırakmadı o gece...
Pazt ve Salı hiç dışarı aktivitesi yapamadık, çünkü kendimi akşamları eve zor attım banyo saatini yakalamak için. Detaya hiç girmeyeyim ama ofis bu aralar karışık... Maalesef ben Naz'ı tek başıma yıkama konusunda hiç başarılı olamadım, eee şimdi de 10 kiloluk, dediğim dedik, istediği pozisyonda duran bir bebeğin zaptı namümkün olunca Marina beni bekliyor ben onu Naz'ı yıkamak için...


Bu hafta içi en kayda değer aktivitemiz Çarşamba günü katıldığımız oyun grubu oldu... Bu hafta Kuruçeşme'de buluşan 15-16 Aylık gruba biz , Ulaş bebek ve Maya bebek de katıldık. Hem biz tanıştık hem de bebekler bir araya gelip oynamaya çalıştı... Naz uyumluydu diyebilirim, ama yürüyen bebeklerin arkasından baktı kaldı :) Tabi ki bu kadar küçükken 1 ay bile onlar için çok önemli gelişme aşamaları farkı demek olsa da yine de iletişim vardı diyebilirim... Bizim için uzun bir yoldu Kuruçeşme ama değdi . Arkadaşlar ayrıldıktan sonra biz biraz da salıncakta sallandık, bayılıyor Naz sonra mutlu mutlu evimize doğru yola çıktık... " Ne iyi yaptık da geldik" diyordum, ta ki Naz dönüşte arabada bir miktar çıkarana dek... Bir miktar öksürür gibi oldu, acaba boğazına birşey mi takıldı derken, çıkardı.... Trafik yoğundu ve dönüş beklediğimden uzun sürdü, yavrucak dayanamadı elbette, bir de sağolsun sürekli birşeylerle oynadığı ve sabit durmakta zorlandığı için de oldu, zaten görenler kurtlu diyor :) Eve gelir gelmez hemen banyoya attık kendimizi , çabuk toparlandı benim uyumlu yavrum hiç mızıldamadı ve her zaman ki gibi 9 da yatağımızdaydık...




Naz'ın bu sabah ateşi 37 derece oldu. Aşkısı uzun bir iş seyahati sonrası yorgunluk ve uzun çalışma saatleri derken, bitkin düştü ve çok hasta. Antibiyotiğe başladı, naz'ı uzak tututtuk ama o da özlüyor, gidip gidip dibine giriyor babasının marifetlerini sergilemek için. Dün gece emzirirken burnu tıkanmıştı, sabah hemen serum fizyolojik türevi burun damlasını verdik, baktım ki hafif ateşi çıkıyor ve terliyor standart şurubumuzu da devreye soktuk, az önce telefonda ateşinin standart değerine geldiğini öğrenince içim rahatladı... Neyse ki önümüz haftasonu yanında olabileceğim...

Bu arada tarihe ufak notlarımız şöyle;

Naz 19.08 Salı günü tüm akşam öpücük attı durdu, çok komikti. Süreki bir balık ağız durumu , " muaaah muaaah " gibi bir efekt. Eğer eklemesi çok uzun sürmese koyacağım videoyu olmuyor bir türlü.


Dün , 21.08, ilk defa uzun saniyeler boyunca ellerini bırakıp çırparak müzik ritmine göre ellerini çırptı durdu. Heyecandan kımıldayıp çekemedim kameraya... Ece doktorumuzun kulakları çınlasın, duysa ne kızar Baby Tv'yi açtığımı , ama sadece 5 dakika... Zaten Naz bilmediği için televizyon izlemeyi sadece müzik varsa ilgileniyor, yoksa çıkıp gidiyor odadan...


Yine bu hafta en büyük eğlencesi bizim odadaki boy aynasıydı, ona tırmandı, bağırdı durdu :)

Bu haftasonu çok işimiz var çooook , bakalım şu doğumgününün altından kalkabilecek miyiz?

Hiç yorum yok: