8 Eylül 2008 Pazartesi

Ordan şurdan burdan...

Hani Sezen diyor ya " canım sıkılıyor dım dıdım dım dıdı pabucum sıkıyor"
Aynen öyle bir durum...
Önce Defdef'in annesi sonra Ada'nın annesi Yapıncak yazdı bakıcılardan çektiklerimizi, okudum paylaştım, kendi yaşadıklarımı düşündüm, yine de şanslı sayılırız diye içimi rahatlattım , ama beni yine heyheyler bastı... Olur bana, arada gider gelirler, geldiğinde çekilmezleşebilirim ama gittiğinde de içim temizlenmiş olur, o yüzden iyidir, patlamaktan iyidir en azından :)
Marina normalde 2,5-3 ayda bir giriş çıkış yapıyor, çok sıkıcı zaten durum ama Gürcü bakıcılarla durum böyle işte. Her gittiğinde dönecek mi dönmeyecek mi krizi oluyor. Bazıları parasını tam vermiyormuş dönsün diye, izim içimiz elvermiyor, sonuçta hakediyor ve veriyoruz parasını. 27 Aralık'da gelmişti yanımıza, yaşı da var 52 yaşında, hiç Türkçe bilmiyordu ve sürekli ağlıyordu. Kolay değil o yaşta kalk gel, ailene bakmak zorunda olduğun için dilini bilmediğin bir ülkede yabancı bir eve ve yerleş... Hep böyle düşündük ve öyle davrandık... İlk gidişinde herşey yolundaydı, Mart başı gitti 15 günlüğüne.... Sonra 2. gidişine yakın gerildik biraz, zam dedi birşeyler geveledi, neredeyse dönmüyordu. Zaten arttıracaktık ama normal insanlar bunu konuşur anlaşır değil mi?Yok bu gidince oralardan arayıp tehditvari bir tavır takındı. Aslında kendi değil de ailesi zorladı biraz da sanırım... El mahkumdu, yeni birini bulup Naz'ın ona alışması bizim güvenip evimize almamız çok zordu... 1 hafta gecikme ile geldi, çok iyiydi bu sefer. Eeee ben de bir yandan bakınsam da yeni birini bulmak istemedim... Türkçesi çok yavaş ilerliyor , yaşı müsat değil hızlı öğrenmesine, ama çok temiz, düzenli, Naz'a çok özenli, hatta YA_PA dan aldığım ABC kitaplarıyla Naz'a kelimeler öğretmeye çalışıyor dili döndüğünce ben sürekli ıdır bıdır Türkçe'siyle ilgili söylendikçe... vs. Ekim sonu ülkesine gitmek istiyor, eşinin ölümünün 1. yılı nedeniyle. Dedik ki Naz'ın doğumgünü vesilesi ile ailelerimiz burada, bu sefer de babaanne bakar Naz'a , sen 1 hafta git gel, sevindi... Gönderdik geçen Pazartesi, bekliyorum arayacak, bugün ya da yarın İstanbul'da olacak. Neredeeeeee? TAbi ki aracımızı aradım , arattım ( telefonda pek rahat anlaşamıyoruz Naz dışı konularda) öğrendim ki babası ameliyat olmuş, inanıyorum işte, Cuma burada olacakmış.... Uffff ya insan aramaz mı, ya dönse güvenip babanne ne yaparım ? İşe gitmem bir kaç gün, sorun olmaz belki , sağolsun anlayışlılar mesai saati ve izinler konusunda, ama sonuçta insan aramaz mı?? Al birini vur ötekine, en iyisi bu kadar işte...
Her şeyindne çok memnunum , ama dil mevzusuna taktım zaten , bu da tuz biber oldu ama pat diye alternatifi bulunmuyor ki... Ailelerden uzak tek bir akraba olmadan şu İStanbul da, kardeşim hariç, bakıcı desteğiyle özel sektörde çalışıp çocuk büyütmek zor zanaat arkadaşlar çok zor...
Ama olsun güzellikler devam ediyor....
Naz 1 yaşını doldurduktan sonra daha bir bilinçlendi sanki...
Her konuşulanı, her komutu anlıyor... Sıkıldığında mama sandalyesinde bağırırken ( ağlamıyor bizimki hiç ağlayan bir bebek olmadı ya söyleniyor elini havaya kaldırıp parmaklarını açıp sallaya sallay ya da aaaaah diye kızıyor), büyük insanla konuşur gibi biraz daha sabretmesini , neler yaptığımı, ne zaman kaldıracağımı anlattıkça gözümün içine bakıp gitgide yayılan bir gülümsemeyle kafa sallıyor resmen....
Çok da verici oldu ben ona çorbasını içirirken o da elindeki ekmekten lokmalar koparıp bana verip duruyor... Bayılıyor ekmeğe bu arada, önünde bitince lokmaları bağırıp parmağıyla gösterip istiyor...
En fenası korkularımın gerçeğe dönüşmesi her gün. Benim minnoş kızım, seve seve bula bula annesinin kabusu olan bir hayvancığı seviyor en çok; "Tisssssss"... Kedi oluyor kendileri. Ben hayatımda hiç dokunmadım, hep çok korktum, rüyamda görünce çığlıklarla uyandım, kendimi bildim bileli huzurla açıkhavda yemek yiyemedim...vs Ve benim kızım kedilere deli oluyor, tisss tıssss bağırıyor pencereden karşı kaldırımdaki kedilere, kucağımdan kendini yerlere atıyor, kartlarının içinen o resmi bulup bulup tıssslıyor.
Kedime senelerdir acil notumdur bu sorunu çözmek, şimdi daha da acil... Naz ayaklanıp kedileri kuyruklarından yakalamadan bu işi çözmem lazım... psikolog mu hipnoz mu telkin mi??? Araştırıp bulmak lazım, hem benim hayatımın,hem de ha bire bana kedileri kovalayan aşkısının hayat kalitesi yükselir...
Çok detay var, kafamda uçuşuyor; annem, kardeşim, arabamız, Naz'a yaşıt arkadaş ve oyun grubu arayışı, Naz'ın hala olunmamış aşısı, neler yemesi gerektiği , yarın ki satış toplantısı, evde düzenlenmesi gereken dolap ve çekmece sürüsü, ofisin taşınması, Marina'nın gelişi, Bayram programı.. vs. Daha da yazabilirim ama şu Sezen'İn sıkan pabucunu çıkarıp uykuya yollanma vakti , yarına enerji lazım... Nasılsa sabah pabuçları yine geçireceğiz ayağımıza, flip flopları giyeyim bari sıkmasın beni :)

6 yorum:

Esin dedi ki...

Elifcim çok zor çocuğunu birine emanet edip işe gitmek ama bakıcınızın güveninizi kazanmış olması çok güzel ...
Ama türkçe bilmemesi ,beni çok düşündürdü ,yarın öbür gün - ki çok yakın bir zmaan bu -naz istediklerini anlattığında kadıncağız anlayamayacak ,ciddi problemler olacak .Naz bebek gibi yine hareketlerle anlatacak istediklerini ,başka dezevantajları da var gibi görünüyor ,sanırım türk bakıcı daha mantıklı ,yada yıllardır buarad yaşayıp türkçe bilen bir yabancı bakıcı....

Ben Ona Resmen Asigim dedi ki...

Bu çalışan anne olmak neden bu kadar zor. Bizim bakıcıda Gürcü. Temmuz 2007 den beri bizimle beraber. Geçen zam istedi,bir anda gidiceğim dedi. Oğlum 3 yaşında olmasına rağmen bırakmaya cesaret edemedim.


Dil bilmemesi çok zor bir durum, mesala ilaç verilecek acil Calpolu ver diyeceksin anlamayacak. Ya da Naz büyünce bir şey söylemek isteyecek anlamayacak.

Kolay gelsin size zor durum.

Yapıncak Gürerk dedi ki...

Hmm, sıkıntıdan bloga bile içimi açamadım henüz ama biz de bir Gürcü bulduk ve yes, o da tek kelime türkçe bilmiyor!

Deneme haftasındayız, n'apacağız bilmiyorum. Diğer görüştüklerimiz ise fazlasıyla "cin" çıktı. O tipler beni ürkütüyor.

Umarım güveninizi sarsmadan cuma günü döner. Eksi yanları olabilir ama bunca zaman devam etmişsiniz birlikte, yeni birini bulmak başka bir macera çünkü. Sevgiler,

Elif dedi ki...

***Esin; haklısın çok zor... ama insan güvendiği birini bulunca da hemen gözden çıkaramıyor işte. Ailenden uzak olunca daha da zor. Çat pat kelimeleri biliyor, bakalım bir pedagogla görüşmek istiyorum durumu değerlendirmek için...

*** Ben ona resmen aşığım; sanırım sizinki Türkçe'yi iyi biliyor, şanslısınız :) Ne yaşta olursa olsun bırakılmıyor işte... Sizi ziyaret ettik, kapılar kapalıydı, açar mısınız :)

*** Yapıncak, hayırlısı olusn demekten başka birşey gelmiyor insanın elinden... Aynı aşamalardan geçtik, çok iyi anlıyorum. Haklısın türkçe iyi bilenlerinin gözü çok açılmış, Türkler zaten daha bir beter... Disiplinli ve temiz oluyorlar, en azından mesaili bir işin yok şu anda, eğitebilirsin bence...ü
Bize gelince Marina bizim göürşmeden referansla bulduğumuz ilk ve tek bakıcımız yani ben hiç macera yaşamadım ve Naz'ı kolay kolay başkasına emanet edemeyeceğim sanırım.

Hepinize sevgiler...

Ben Ona Resmen Asigim dedi ki...

mail adresini verirsen tabiki yollarım

Elif dedi ki...

Doğru ya :)elif_deniz_arslan@hotmail.com