15 Ekim 2008 Çarşamba

Amaçsız yazı...

Ne Naz'ı,yaptıklarını yapamadıklarını, ne de bizi anlatmak derdim...
Şu kısacık annelik hayatımda anladım ki , ne tek bir doğru ne de yanlış var. Her bebeğe her aileye doğru gelenler, bazen gelmese de olması gerekenler... Sorumluluk , bilinç ve buna uygun action'lar lazım. Ama bazen farkındalık yapılması gereken ya da istenenler için yeterli değil... Mazaret mi? Kendime soruyorum cidden... Hayır, değil bence...
Başarılı bir profesyonel hayatım var ve devam etmek istiyorum , bundan eminim... Evet kızımla ilgilenmek full time, bu da bir seçim ve bunu seçebileceğim halde seçmediğim için pişman değilim ve ileride de olmayacağım die umuyorum. Çünkü bu benim...
Ama bir yandan da kimsenin tam da benim istediğim gibi Naz'la ilgilenilmesi mümkün değil. Kontrol altında tutabildiğim ve emin olduğum bir şey varsa o da şu ki ; şefkat ve sevgiyle büyüyor. Sabah ilk uykusuna yatana kadar annesi evde olabiliyor- tabi ofis taşınıyor 15 güne kadar ve artık evden herkes gibi normal bir saatte çıkmama gerekecek-akşamları ise en az 2 saat onunla ve sadece onunla vakit geçiriyor... Bakıcısı düzgün Türkçe konuşamıyor ama yine de kitaplardan ona öğretiyor onunla öğreniyor ve en önemlisi Naz'a tapıyor... Elbette benim ona öğrettiğim ve yanımda olmam gibi değil, ama full time evde olduğumda Naz'la bu kadar bile net vakit geçiremiyorum.. Bu da çözülmesi gereken bir konuydu haftalardır. Değiştirelim..vs derken olmadı, Nazın gelişiminde geriliğe neden olacak bir durum mu emin değilim. Ama kalbimin sesini dinledim.
Naz hep 8de uyusun istiyorum ve bunu gerçekleştirmek için işten gelince bir an durmadan oyun, banyo, yemek... bunlara girişiyoruz rutin bozulmasın diye... İki kelama fırsat yok saat 9'dan önce, oysa kafa kazan gibi...
Haftasonları Naz'sız bir an geçsin istemiyorum. Evde olduğum sürece o da yanımda, ben ilgileniyorum. Aşkısı ilgileniyor...Dışarı çıkma planları hep onunla da yapılabilecekler üstüne... Onu bir de haftasonu bizsiz bırakmak istemiyorum ama bir yandan uyku ve yemek saatleri hiç değişmesin istiyorum. Ama bizim de arada teneffüse ihtiyacımız var aslında...
Naz hergün dışarı çıksın, sosyalleşsin hava alsın istiyorum ama evimiz site içinde değil, yakında yürüme mesafesinde park yok ve haftaiçi ben evde yokum... Havanın güzel olduğu ve arka bahçeye inebildiği günler hariç Naz genelde evde ve maalesef yakın aylarda arkadaşı yok. Buna çok üzülüyorum. Şimdi başlamaya çalıştığımız oyun grubumuzla buna bir çözüm yaratmayı umuyorum. Bizim ay grubumuzda anneler genelde hafta içi buluşuyor ya da karşıda... Yine çalıştığım için park, sosyalleşme, oyun grubu...vs de de kısıtlamalar var görüldüğü gibi... Şimdi buna yönelik çözümümüz bir siteye taşınmak olacak ama hangi semtte? Yine çözülmesi gereken bir soru daha...
Yemek yapıp , evimle ilgilenmek istiyorum. Aylardır el atmak istediğim çekmeceler, dolaplar... Ama enerji lazım, temellikten silkinmek lazım- istemek lazım... Ara ara geceleri bölünen uykularla erken saate ayılmadan başladığım gün, yoğun bir iş, sabah akşam Naz'a ,sadece Naz'a ayrılan vakit, akşam yemeği ,ve pili bitmiş bir ben... Böyle anlatınca acınası geliyor kulağa ama değil. Marina var sağolsun, sağ kolum...Aşkısı hala anlayışlı, hala yanımda... Şanslıyım, biliyorum...

Ama seçimlerini yaşarken bile insan ,vicdan muhasebesi bitmiyor. Farkında olup bazen değiştirmeye gücün yetmiyor ya da değiştirmek istemiyorum.... Bu da beni yoruyor...

Zaman zaman bunalsam da, bir arada olmak, sağlıklı ve mutlu olmak, sevmek, sevilmek ve o bir çift kocaman gözün ışıldaması gülerken dünyaya bedel ve şükretmek lazım... Biliyorum ama düşünmekten kendimi alamıyorum...

5 yorum:

huysuz dedi ki...

blogda Feriha Dildar'ın bir yazısını yayınlamıştım bir kaç gün önce. konu başlığı: 'annelik vicdan azabı değildir'. okumanızı tavsiye ederim.

ben de işe yeni başladım, oğlum 9 aylık olduğunda. çok da memnunum diyebilirim. elbette kimse bir anne kadar ilgilenemez bebeğiyle ama annenin de bir şekilde dışarıdan beslenmeye ve faal olarak üretmeye ihtiyacı var diye düşünüyorum ben...

hayal dedi ki...

Merhaba,
Bugünlerde havalardan mı nedir herkes benzer hissedip benzer yazıyor sanırım.. Ben de tam da bunları anlatan bir yazı yazmıştım bu hafta :)

Elif dedi ki...

***Huysuz, evet ben de öyle düşündüğüm için böyle bir seçim yaptım. Ama yine de düşünmeden edemiyorum ne yapmalı başka diye... Yazıyı okuayacağım ilk dingin fırsatta
*** Aybala, okudum okumaz mıyım... Yorum da bıraktım. Bilmiyorum havalardan mı , eve her zamankinden fazla tıkıldık ondan mı, hafta içi de bol bol evladına vakit ayırabilenleri kıskandığımdan ama seçimlerimden de vazgeçemediğinden mi, yoksa senin benim gib diline vuranları okuyup iyice içimdekiler katmerlendiğinden mi, hiç bilmiyorum ama doluyorum işte....

Primarima dedi ki...

Duygularını çok güzel ifade edebilmişsin ama canını hiiç sıkma diyebilirim,her anne bunları zaman zaman düşünüyor bunalıyor.Evet arkadaşların dediği gibi birazda havalar sebep bunlara.Naz mutlumu? Sağlıklımı?Aşkısı ile siz hala aşıkmısınız?Sizde sağlıklımısınız?
Bosverin gerisini.Baby tv'de bir jenerik müziği var çocuklar adına yapılmış ama sözlerine bayılıyorum.Diyorki:"herşey değişir gelir ve gider,başlar ve biter hayat böyle sürer."
Hayat hepimiz için geliyooor ve gidiyooor :)

Elif dedi ki...

ne güzel demişler jenerik de Ebru... Bir nevi SHOW MUST GO ON...