11 Kasım 2008 Salı

Atamız için...

Kaçırdım Arena'da Turgut Özakman'ı...
Dün sinema öncesi ana haber bülteninde verilen geniş özeti izledim...
Asıl benim için vurucu olan bu özet öncesi , neden olduğunu anlayamadığım bir sebeple "Mustafa"yı izlemeye götürülmüş 8-10 yaş aralığında bir sınıf öğrenciyle seans sonrası yapılan röportaj... Ağlamak istedim.
Can Dündar "Ben bu filmi oğluma yaptım" demiş, iyi ... etmiş. Ben benim olmayan çocukların ama bu vatanın evlatlarının , o körpecik ne verirseniz sünger gibi çeken beyinlerin "Filmden sonra aklınızda neler kaldı? " sorusuna aşağıdaki cevapları dinleyince ağladım....
" Çok kızdım Atatürk'e, eğer o kadar içki , sigara içmeseydi yaşayabilirdi"
" Aklımda yalnız ve alkolik olduğu kaldı"
" Çok yalnızmış, çok üzüldüm".... vb
Filmi vizyona girdiği hafta izledik, önyargısız gittim Dündar'ın yaptığı işleri takdir eden bir izleyici olarak. Dedim ki kendime, "herkesin bir bakış açısı var, bu da onun" ... Ama sonrasında yazmak bile istemedim hakkında sonrasında... Zaten çok yetkin kalemler yeterince söyledi... En çok da Bekir Coskun ve Yılmaz Özdil'i beğendim...
Ama en özeti dün izlediğim minik kalpler söyledi... Nasıl bir sorgu tohumu ekildi beyinlerinde? Kayıtsız , sualsiz kabullere devam değil söylemek istediğim... Okusunlar, tarihlerini öğrensinler, buna teşvik edilsinler. Ama bu film başka tohumlar ekti , ve bunlar araştırmaya , öğrenmeye teşviğe yönelik değil kesinlikle... Bizim gibi okuyan, anlayan ve anlatılmış ebeveynlerin yetiştirdiği evlatlar dışında Anadolu'da ya da büyükşehirlerin varoşlarında Atatürk'ü onlara anlatılan gibi kabul edenler ve onların yetiştireceği evlatlar var... Ve ailede bu yönlendirmeyi almayan bu nesil onlara ne sunulursa onu alacak. Bugün bu film, yarın 2 kağıt parçası, sonra bir fetva...
Turgut Özakman çok güzel anlattı... "Bazı yalanlar yıllar içinde açığa çıkarılanca yenilerinin uydurulması şaşılacak bir durum değil, ve yakın tarihi okutulmayan, okumayan bir toplumun bunlara inanmaya açık olması da şaşırtıcı değil... Bu asılsız iddiaların nedeni cehalet...Dünya da önderler ve liderlerin insani zaaflarını konuşmak ayıp sayılır, ki Atatürk bu önderlerin içinde en önde gelenlerindendir..." Bunlar benim alımda kalanlardan, linkteki kısa özeti okuyun...

TRT eski TRT olsa keşke... Annem alıp bizim için koymuştu kenara "Kurtuluş" u... Keşke yeniden gösterilse de sinemada gösterilip, sonra ulu orta her yerde tartışılmak suretiyle, körpe beyinlere aşılanan 3-5 ıvır zıvır kelimeden çok daha fazlası olduğu gerçeği, maalesef ot beyinlilere çevrilmeye çalışan topluma, az okuyan evlere, en azından televizyon yoluyla tekrar hatırlatılsa... Bir imza kampanyası başlatsak ya da bu talebi bloglarda yayınlasak?? Bilmiyorum ama artık somut olarak birşeyler yapmak istiyorum...



Yine söylüyorum... Unutmadık, umutmayacağız, unutturmayacağız... Bir avuç da kalsak gururla taşıyacağız onun hatırasını ve aktaracağız bizden sonrakilere...

Hiç yorum yok: