9 Haziran 2009 Salı

Biz...

Her şey hızlı akıyor, bense kaptırdım akıntıya… Karar vermek ya da kendi yolumu çizmeyi de bıraktım sanki, arada bu da lazım diyerek… Ama ruhuma ters , olmuyor, uykularım kaçıyor ama üstümdeki miskinlik de gitmiyor… Silkinmek lazım, hayata sadece onun akışında değil bazen akıntıya ters dahil olmak, sürüden ayrılmak lazım…
Blog yazmak bir dönem , tarihe not düştüğümü hissetmek anlamında çok önemliydi, şimdi önemsiz değil ama dedim ya; sürüklenirken elimden kayıveren keyiflerimden biri de bu….

Sürüklenirken hayat iyi şeylere de vesile oluyor, yeni dostlar, arkadaşlar, tazelenen ilişkiler…vs…
Mesela bu blog sayesinde oluşturduğumuz oyun grubumuz artık bir adım daha ileri gitti. Sinem-Mert’le biz zaten pek aksatmadan lokasyon yakınlığı nedeniyle her haftasonu görüşüyoruz, Devrim de süper performans sergiliyor zaten, eee artık buralara taşınınca daha da iyi olacak. Geçtiğimiz haftasonu, babalarla Pazar brunch’ı yaptık. Malum er kişiler bizler kadar large olamayabiliyorlar ki, ben bunu söyleyince bizim er kişi” ben easy going bir adamım” diye dalgasını geçer ama neyse… Beklediğimizden daha başarılı geçti , sabah 11:30 gibi buluştuk ve akşam üstü 16:30da ayrıldık. Florya’da Kasaba’daydık, Sinem’le ben aç kaldık ama olsun J Devrim’ler zaten geç katılabildi… Ama hem sohbet keyifliydi, hem oyun grubunu babalarla yapabilmek. Hem Mert hem Rüzgar öğlen uykularını bile uyudular yemeğin üstüne ama benim özgür kız olduğunu herkese ispatlamış ve herkesçe kabul edilmiş Naz’ım bıcırdadı durdu sürekli. Hiç oturmadı , dolayısıyla ben de…
Bu haftasonu ise yine Mert’leydi, Florya parkı’nın müdavimi olduk , bu sefer çimenlerde bile yayıldık, üstüne yemeğimizi de restaurantında yedik… Biz hatta Cuma ve Pazartesi de orayı ziyaret ederek rekor kırdık… Buraya yakın olan herkese şiddetle tavsiye edilir…

Naz’a gelince, yazsan roman olur…
*Mesela Cuma akşamı eve gitmemek için olay çıkaran ve sonunda binbir dil dökerek kucağa alınan, ama kendi yerlere atmaya çalışan Naz’ın, sahilde hiiiiç tanımadığımız bir grup gençkıza ellerini uzatıp “ ablaaaa ablaaa” diye yardım istemesi,
*Dışarı çıkmakla ilgili duyduğu her kelime ya da hece üstüne, en sevdiği pantolonunu alıp kapının önüne oturmak suretiyle, o an üstündekileri “aç aç “ diye çıkarmaya çalışması
*Fırının aynalı kapağına yaklaşınca, kendi görüntüsüne şaşırıp “ bak bebik” diye çığlık atması
*Kıvır kıvır kuzu saçlarını binbir zorlukla yaptığımız kuyruğu bozulunca çantandan tarağını kapıp taramaya çalışması
*Bebeklerini yatırıp önüne bez takmaya çalışması, üstlerini çıkartıp kendi dolabından kıyafetler giydirmeye çalışması, dizine yatırıp sütüne dikkatlice örtüp ninni söylemesi,
*Günde 5 defa çekmecelerinden kıyafet seçip seçip üstünü değişmesi
*Bir haftalık bezini çıkarma deneyimi nedeniyle , bizimle inatlaşan ve çişini söyleyen çocuğun tuvaletten kaçma maceraları ve vazgeçen annesine teşekkür etmesi
* Yeni öğrendiği kelimeleri; “ ay , aaç ( ağaç), uyuyo, mama yiyo, giyiyo, gidiyo gibi zaman içeren eylemlerle kurduğu 2-3 keleimeli cümleleri… Okuduğum yaşıtı blog bebeklerine göre geride de olsa arayı çabuk kapatıyor, ama ne arası kime göre, salladım gitti o yüzdenJ Bana gelmez yarış, kıyas durumları…
*Yemekten sonra çılgınca kendini “bıcı bıcı” diye banyoya atışı
*Kendi etrafında dönüp, başı dönünce çığlık çığlığa mutluluğu
*Uydurduğu melodileri, şarkıları , genelde “ annesi, babası” içerikli, mesela bu sabah telefonda “annesi geliyoooooo, babası gidiyoooo” gibi aslında bana göre çok içli bir şarkı…
* Babası gel, annesi gel, ablası gel komutlarıyla sürüklediği bizleri dün marketten ekmek alırken kapıp geldiğimiz oyuncak bebek arabasını sürmek için yanına alması , bizim sürmemizi istemesi, iki büklüm biz sürerken beğenmeyip sürekli bebeğini düzeltmesi
*Kitaplarını açıp kendince bıdır bıdır anlamlı anlamsız aynı bizim tonlamalarımızla okuması ve sonunda “bitttiiiiii” deyip kapatması
*Biberona kolayca veda etmesi, ama emziğini hala “mama” diye istemesi uykuya dalarken
* Sütünü ya da mamasını bitirince “mama bay baaaayy” diyerek sevimlice sıvışması
* Poposunu arada severken ısırdığım için “anne popi haaaaam” diye poposunu dönmesi ve ısırılmak istemesi …

Yaz yaz bitmez ki… kitap değil , roman değil, kendi başına yeni bir hayat sonuçta…

Hiç yorum yok: