7 Ocak 2014 Salı

Ve Derin gelir...

Veeee nihayet Derin gelir....
Lohusalığımın  devirdiğim şu günlerde ben ancak fırsat bulup doğumu ve su 2 ayımızı yazmaya başlıyorum , bakalım ne zaman yayına girebilecek bu yazı.
Blogun isminin de değişme zamanı geldi sanırım. Artık 2 değil 3 bayan olarak evdeki cogunlugu ele geçirmiş bulunuyoruz ne de olsa. Hatta su ara egemenlik tamamen Derin'de olduğu için "elifvenazvederinden" uygun gibi geliyor.

Bir önceki geç yayına girmiş postta anlattığım gibi , hamileliğimin son 9-10 haftasını evde geçirdim. Doktor ve benzeri zaruri seyahatlerimi şehre ( malum bizim burası tam banliyö) Murat'ın nezaretinde gerçekleştirebildim. Malum kendisindeki evham yuzdesi biraz yüksek... 35. hafta düzenli yardımcıdan da olunca yerleşme, ev, hazırlıklar başa kaldı. Neyse ki çekirdek ailece üstesinden geldik hepsinin.

Doğum haftası sırayla aile fertleri de kervana katıldı. Ve 10 Mayıs Cuma sabahı , sabahın köründe ailecek hastaneye doğru yola çıktık. Zeynep, Derin ve Ece isimlerinden , sabah 06:30 hastane yolunda Derin galip geldi ve kendisini karşılamaya hazırdık.

Cehaletin cesareti var, ama bilerek sezaryene gitmek itiraf ediyorum tedirginlik vericiydi. Naz da yanımızda olduğundan güçlü durmakla beraber, içim içimi kemiriyordu tedirginlikten ameliyathaneye inerken. Annem, Naz ve Murat da asansördeydi , ameliyathane kapısında ayrıldık yine, ve ben tedirginliğimi bastırmak için tüm sevimliliğimle personelle geyiğe daldım. Varlık bey, anestezi uzmanımız, Naz'ın doğumunda da bizimleydi, sağolsun yine cok destek oldu kendimi toparlamamda.

2. cocugumuza şükür ki isteyerek sahip olduk ama hep içimde nasıl karşılayacağımı merak ediyordum. Sesini duyup da pembe pembe bana baktığında o ana kadar ettiğim tereddüt için kendime kızdım. Küçücük bedeninden çıkan kocaman sesiyle merhaba dedi hayata.
Odaya çıktığımızda hemen emzirmeye giriştik ama o kadar zayıf ve güçsüzdü ki yavrum 2. dk uyuyakalıyordu. Ayağının altını gıdıkla, çenesini kaşı derken onu emzirme hırsıyla ameliyat acısını unuttum, annemle 2 günü hastanede böyle atlattık ve sarılık... vs uğraşmadan evimize ulaştık.
İyi bir organizasyonla doğum kalabalığını minimuma indirdikten sonra uykusuzluk, emzirme, Naz'ı idare..vs bir hengame başladı ki ve bir kere daha 40'ı çıkmak kavramının doğruluğunu test ettik.

Aynı günlerde , Mayıs 15'te farkettik ki Naz'ın alttan sol dişi çıktı. Doğum telaşı esnasında meğerse yavrumun alttan dişi gelmiş eskisi düşmeden ama bizim ruhumuz bile duymamış, doktor kendi kendine düşer dedi, 27'sine dek sabrettik ve sonra çektik.

Bu arada geri kalmama telaşındaki Derin Hanım, ablasına kıyasla tam bir hafta sonra , 13. gün göbeğini düşürdü. Naz'ın göbek bağının hala mücevher kutumda olduğu düşünülürse sanırım Derin'inki de bir 6 yıl daha orada bekler.






1 yorum:

güzel sözler dedi ki...

Hoş gel sefa gel yürepine sağlık