31 Temmuz 2008 Perşembe

Kaşarı ve gezmeyi çok seviyorum...

Bu sabah babamızı " beni de götür, çok sokakçı oldum ben" anlamına gelen iki elini birden hızla, her an havalanacakmış misali çırpıp , derdini anlatma telaşında bağırıp, nazlanıp ve ağlamaklı bir edayla yolcu eden, ve bu durumu sonlandırmak için pencereden el sallayarak yolcu eden sevimli kızım ve ben , ben de işe gitmeden önce beraber kahvaltımızı ettik...
Şanslıyım ki ev ve iş yakın, böylece en azından sabahları Naz ilk uykusuna yatana kadar beraber oluyoruz... Bu ilk uyku saat 09:30 civarı. Ne yaptıysak Nazcık saat 07:00 de kurulmuş gibi yatağında zıplamaya başlıyor, bu sabaha karşı saat 05:30'a dek deliksiz uyuyup bu saatte emip tekrar yatsa da böyle, en fazla yarım saat sonra yine tüm enerjisiyle ayakta...
Bu sabah arada bir yaptığım denemelerin meyvesini topladım... Çok sevdiği kaşar peynirini mama sandalyesinin tepsisine küçük küçük kesip bıraktım , ilk bir kaç dakika bunlara dokunup bıraktı, benim onu beslemem için hamleler yapıp sesler çıkardı, "del del" yaptı. Ama bir iki denemeden sonra, hem de iki eliyle , hapur hupur ağzına götürdü lokmaları. Tabi bittikçe tepsisine yeniden küçük parçalar bıraktık. Naz o kadar hevesleniyor ki başardığı şeyler karşısında, eğer önünde çok parça olursa onları 2'li ya da 3'lü gruplar halinde toplayıp ağzına atıyor ki , tüm önlemlere karşı bazen su içerken bile tıkanabilme kapasitesine sahip kızım için bütün önlemleri arttırıyoruz sürekli. Marina , kızıma 7 aydır bakan bakıcı teyzemiz, benden de pimpirikli zaten...
Bu yoğun çalışma meleğimi o kadar yordu ki, gözlerini ovuşturmaya başladı son lokmalarla beraber, ve uykuya gittik. Naz'ın doğumundan sonra 2. defa Naz beni görmeden uyudu dün akşam ama beni özlemiş olacak ki huyu olmamasına rağmen dün gece iki kere uyandı ve sonuncusu saat 05:00 suları idi ve çok zor uykuya daldı. Dün gece çok çok geç uyuyabilmiş ev ahalisi için, sağolsun bakıcımız da biz eve gelmeden uyumamış olur da naz uyanır ve süt içmek ister diye- ne de olsa Naz hala emen bir bebek olduğu için sütü hazırlanana dek tahammülsüz olabilir, tahmin edersiniz ki zor bir gece oldu. O uyumaya çalışırken ben de kahvaltımı tamamlayıp, her sabah kaçındığımız ayrılış trajedisinden bu sabah da bir şekilde kurtulmuş olduk... Eğer ben çıkarken Naz uyanıksa, kısa bir öpücük verip , o başka şeylerle meşgulken sıvışıyorum evden , ki öğrendiğim kadarıyla ayrılık anını hissettirmemek ya da kısa kesmek onun için en iyisi, yoksa istemez miyim kocaman uzun uzun sarılayım ama anlıyorlar, herşeyi anlıyorlar ve bunu yapınca hemen arkasında bir huzursuzluk bulutu kaplıyor kızımı...
Bu akşam kendimi affettirmek için tez vakit kızımı arabasına atıp , en sevdiği şey olan gezmeye çıkmamız lazım...








Hiç yorum yok: