Ramazan nedeniyle biraz
bölünmüş , tatile doyamasak da kısa kaçamaklarla idare ettiğimiz bir yaz
geçirdik.
İstanbul’da havalar soğumaya
başladı; geceleri kapıları kapatıyoruz, Naz artık atlet giymeye , sandalet
yerine spor ayakkabıları ayaklarına geçirmeye başladı.
Haziran sonuna dek okulu
devam eden Naz, yılsonu gösterisinin hemen 2 gün sonrasında anneannesiyle
Mersin’e uçtu. Kuzenleriyle dolu dolu , benim çocukluğumun yazlarından birini
geçirdi su kuşu olarak… Mesela 3. Derste yüzmeyi öğrenmiş, iyot havasına
doymuş, çenesi ve algısı fazlasıyla
gelişmiş döndü.
Kendinden yaşça büyük
kuzenler ona gözünün içi gibi baksa da, ki cidden bakmak- banyosu- tuvalette
yardım-giymesi-yemesi...vs, onlardan yaşına büyük laflar da kapmamış değil ; “
evet,evet cok beklersin” en meşhuru oldu, bu yaza damgasını vurdu diyebilirim.
Temmuz 16 evine dönen Naz ile
başarısız bir yaz okulu denememiz oldu, aslında severek gitti, yüzme ve tenis
konusunda iyi de oldu ama biraz da yazdırdığımız spor okulu bu konuda
tecrübesiz olunca, biraz yardımcımız biraz ben idare ettik.
Eksik kalmak olmaz ;
babaanneyi de ziyarete gönderilen Naz Agustos 2. Hafta itibariyla yine seyahate
cıktı bu amaçla. Cocugumun uyum kapasitesine hayran olduğumu söylemeliyim. Bunu
en iyi çocuk benimki egosuyla söylemiyorum asla, hele hele son 6 aydır maalesef
çocuğuyla güç savaşları içinde kendini bulmuş ve girdiği bu yoldan çıkamayan
bir anne olarak, hiç hava atacak durumum yok. Ama 2 yaş itibariyle her yaz en
az 10 günlük büyükanne ziyaretine alışkın olmasının rahatlığını, bakıcısız ilk
yazı olması itibariyle yaşadım.
Tabi ama herkes gitgide
yaşlanıyor, bakım becerilerindeki azalma ve çeşitli nedenlerle bölünmeleri
derken, birebir onunla pek ilgilenemediklerini farkettim, sanırım yeni
gelişmelere de bakılırsa sanırım bensiz ya da bakıcısız Naz’ın ilk ve tek
yalnız seyahat yazıydı.
Zaten kendisine eşlik etmek,
nedense okul öncesi bu senesini fazlaca önemsemek , kendi yorgunluklarımın da
artık altından kalkamamak …vs derken radikal kararımı verdim ve iş hayatına bir
es veriyorum. Tabi ki tekstilden kopmam mümkün değil, hele hele koca kişisi
işin bu kadar içindeyken , ama farkettim ki esnek çalışmak da yetmiyor çoğu
zaman. Sürekli 24 saati nasıl uzatabilirim hesabı yapar hale geldiğimi
farkettim. 2 yazdır 10 gün toplu bir tatil bile yapmadık ailece, Naz mecburen
okula gideceği günler gelmeden evde kalmak istediğinde “ hadi bugün kalalım “
deme lüksü olmaması cabası. Sabahları trafikte 30 km’lik ofisime gelmek için
“hadi hadi, bak hala giyinmedin, neden her sabah bunu yapıyorsun”…vs diye
yıllarca yapmamam gerektiğini okuyarak, dinleyerek öğrendiğim tüm söylenmeleri
istisnasız yaparak hem çocuğa, hem kocaya hem de kendime ihanet hissinden
kurtulamama.
2. çocuk istediğimiz artık
bir gerçek, o doğduğunda Naz’a kıyasla, eğer planladığım gibi olursa, daha uzun
süre evde olmayı istediğim de gerçek. Daha 2. Çocuk düşüncesiyle beraber Naz’a
iyi bir anne olamadım mı? Neleri eksik yaptım? Evet, çalışarak bakıcılarla
büyüterek ondan çaldım? …vs düşünceleri kafamı sardı bile. Özellikle son 1
yılın yoğun temposu, öncesindeki yılların birikimi…vs derken ruhen de coktugumu
hissettiğim noktada, üstüne de vicdani muhasebelerimi yapıp, kendimi daha da
çökerttiğim günlerdeyim. Verdiğim kararımı hala “fazla jest yapma isteğim-
bağlılığım-iyi niyetim” gibi sebeplerden hala uygulamaya koyamadım oda ayrı bir
konu.
Bazen aynaya bakıp “ya ben? “
dediğim olmuyor değil, ama şükretmek ve yasadıklarımızı kucaklamak dışında
davranışlar, yukarıdaki çöküntümü arttıracağından hiç oralı olmuyorum bir
yandan.
Bayram tatilinde Naz’ı ve
aileyi ziyaret etmenin en güzel tarafı benim ailemin de uzun yıllar, hatta
evliliğimden sonra dünür ziyareti yapmış olmalarıydı ki onlara hasret kalmadan
bir bayram geçirdik. Denizli- İzmir- Çeşme üçgenin de tbi ki son 2 etap ayrıca keyifli
zaman geçirdik.
Döndük kürkçü dükkanına,
düzen tutturuyoruz son haftalarda. Naz’ı mevcut anaokuluna devam ettirme kararı
almıştık geçen yıldan, çünkü hala hangi ilkokulu seçeceğimizi bilmiyoruz. Bizim
çılfın ve özgür kızı zaptedecek öğretmen , okuldan daha önemli bir karar bizim
için, bu araştırmayı bu yıla bıraktık. 4+4+4 nedeniyle yaşanan su kaosta bu
kararı verebilmemiz pek mümkün değildi. İlk haftalar çekincelerim olsa da ,
Amerika’lı öğretmenlerin takviyesi, Türk sınıf öğretmeninin pozitif katkısı derken
sorular azaldı… Önemli bir sene ve önemli seçimlerin eşiğindeyiz..
Heyecanlıyım…
6 yorum:
Hadi hayırlısı:) İnşallah kararlarını bir an önce uygulamaya koyarsın da biraz olsun ferahlarsın. Hayatın belli dönemlerinde mola vermek şart:)
Yazdığın da iyi oldu, özlemiştim;)
Elif,halet-i ruhiyem... Bundan belki de bunca hoşlanmam senden.Herşeyin hayırlısı...
Sorma Pınar'cım, kararlarımı suya düşüren ama güzel surprizler oldu :) En kısa zamanda paylaşacağım.
ben de buraları özlemişim ve sizleri. elim biraz paslandı ama yavaş yavaş geri döndüm galiba :)
Dijlem, ben de senden cok hoslanıyorum :) Oh bee, acıldık birbirimize :P
Kızkardeşine ziyarete geldiğinde haber vermeni bekliyorum, cunku yakınız, ruhen zaten yakınız, fizken de yakınlaşalım:P
Öpüyorum
Mercimeği fırına vermişsiniz:)) Bana da haber verin lütfen:) İkinizi de yakından gören bir ben varım;)
Bizim aramıza Marmara denizi girdi, ama aınca Paris'te bile bulduk birbirimizi, kimbilir bu sene artık denizaşırı da buluşuruz :)
Bu arada yeri gelmişken, sana karşı da boş değilim Pınarcım, biliyorsun :P
Öperim
Yorum Gönder