1 Ağustos 2008 Cuma

Ayakta, hep ayakta...

Naz her zamanki gibi durduğu yerde durmuyor. 8. ayından beri sürekli bir yerlere tutunma ve adımlama çalışmaları yürüttüğü için artık 11. ayımızı doldurduğumuz bu günlerde atılgan bir şekilde ayağa dikiliveriyor ve başlıyor zıplamaya- sıralamaya. Bu durum bizim gece uykularımızı bile bölmüştü, ki hala daha uykudan ayakta duramadığında bile yatağının korkuluklarına tırmanıp ayağa dikilmeye çalışıyor. Sırf bu yüzden onu yatağında bıraktığım, kendi kendine uykuya daldığı günler geride kaldı. Ve biz de hala kazaları engellemek için koruyucu kapitoneler kullanmaya devam ediyoruz, ama bazen bu bile yetersiz kalıyor... Uykuya dalana kadar sayısız sefer ayağa dikiliyor, sıralıyor, duvar kağıdındaki kurbağa, çiçek, kelebek ve kaplumbağaya tek tek dokunuyor. Henüz çok erken ama ben de her seferinde her bir hayvanın ismini ve rengini söylüyorum ona, anlarmış gibi dönüp bakıyor bazen ve taklit etmeye çalışıyor kelimeleri . Kelimeler benzemiyor ama vurgular, inişler-çıkışlar çok benziyor. Belki de son 3 aydır her gün sıkılmadan her uyku öncesi yaşanılan bu durumun iyi yanlarının da olduğuna inanmak istiyorumdur. Çünkü çoğu zaman onu yatmaya ikna etmekiçin oturtup , yatar pozisyona getiriyorum. Ama bu seferde bir çeşit amuda kalma durumu var ki çok komik... Bacaklarının arasından dünyayı ters izliyor. Bazen yatarmış gibi yapıp ben bir iki adım çekilince gülümseyip dikiliveriyor ayağa- resmen dalga geçiyor benimle, gel de kız... Ama tabi annelik baştan aşağı bir sabır eğitimi zaten...
Oyun bahçesinde kendi kendine uykuya dalmasını bekleyebiliriz ama bu sefer de uyku- yatak bağlantısını kaybetmesinden korkuyorum. Naz 4,5 aylıktı odasını ayırıp, kendi yatağına geçtiğinde. O zamanlar gündüz uykularını yine sepetinde geçiriyor ama gece uykusuna mutlaka yatağında yatıyordu ki 6. ayına gelmeden tamamen yatağına geçtik. Bir ya da 2 defa mama sandelyesinde uyuyaklamışlığı vardır ama :)
Bir yerlere tutunup ayağa kalktığı ya da bana tırmanmaya çalıştığı zamanlarda ellerinden tutup adımlamasına yardımcı olmak istiyorum ama yardım istemiyor ve oturmak istiyor böyle anlarda... Bu doğalmış ama yine de denemeye devam edeceğim... Elbette hazır hissettiğinde adımlarını atacaksın ama çok sabırsızlanıyorum işte, elimde değil...

2 yorum:

KEO dedi ki...

Merhaba Elif, gruba attığın mailden yolum buraya düştü.Geriye doğru yazıları okuyup fotolara baktıkça " aa!!Naz ne kadar da Ceren Naz'ıma benziyor dedim hem yaptıkları ile hem de görünüşü ile:))çok şaşırdım küçüklük fotoğraflarını bile benzettim yani:)bir tek göz rengi hariç diyebilirim.Neyse reader e ekledim sizi, artık Naz ablamızı da takipteyiz...
Sevgilerr
Özgür Ekim ve Ceren

Elif dedi ki...

Merhaba Ozgur Ekim,
Biz de sizi ziyaret ettik tanışmak için ve benzerlik konusunda sanırım haklısın...
Baksana Ceren de başlamış parmağını kullanmaya, o kadar tanıdık ki o pozlar, Naz da öyle başladı ve tüm parmaklarını keşfedince pençe aşamasına geçip, kendileri almaya başlıyorlar istediklerini:)
en kısa zamanda yine görüşmek dileğiyle
sevgiler